Osmanlı devri hayır binaları arasında apayrı bir yeri olan dârüşşifâ mimarisi bakımından da ilgi çekicidir. Eldeki vakfiyede böyle bir hizmetin sözü edilmemekle birlikte Evliya Çelebi, burada akıl hastalarının mûsiki ile tedavi gördüklerini ve bu yüzden haftada üç gün çeşitli çalgılar çalan bir mûsiki heyetinin hastalara konser verdiğini yazar. Dârüşşifâ 1876 harbine kadar çalışmış, sonra bir ara boşaltılmış, geçen yüzyılın sonlarında tekrar kullanılırken Balkan Harbi sırasında kapanarak harap olmaya terkedilmiştir. Ancak son yıllarda ciddi surette tamir edilip Trakya Üniversitesi’ne verilmiştir.

Dârüşşifânın dikdörtgen biçimindeki ilk avlusunun bir tarafında sütunlu bir revakın gerisinde ocaklı ve kubbelerle örtülü altı hücre sıralanır. En başta helâlar vardır. Revak galerisinin üstü tonozla örtülüdür. Avlunun karşı köşesinde ise biri tonozlu, üçü fenerli kubbeli dört mekândan meydana gelen bir bölüm yer alır. Hemen dışında bir de kuyu bulunan ve ne işe yaradığı tam olarak kestirilemeyen bu bölüm bazılarına göre çamaşırhane, mutfak ve erzak ambarıdır. Yanında bir kuyu bulunması bu tahmini destekler.

Avluya açılan bir eyvanın dip duvarındaki güzel bir taçkapı ikinci avluya girişi sağlar. Eyvanın iki yanında yalnız birinci avludan girilebilen kubbeli bölümler vardır. Ne işe yaradıkları anlaşılamayan bu dikdörtgen bölümler de ocaklı olup her biri birer kemerle ayrılmış kubbeli ikişer bölümden oluşmuştur. İkinci avlunun iki yanında kubbeli eyvanlardan başka dört köşede yine kubbeli kare şeklinde hücreler bulunur. Avlunun geniş kenarının ortasında üçüncü kısma geçit veren taçkapı yer almıştır. Eyvanların içlerinde, altlarında pabuçluklar bulunan sekilerin olması bunların uygun mevsimlerde oturulmak üzere tasarlandıklarını gösterir.

Dârüşşifânın mimari bakımdan en ilgi çekici kısmı üçüncü bölümüdür. Burası altıgen bir plana göre düzenlenmiş olup ortada bulunan yine altıgen sofaya altı eyvan açılır. Bunlardan dördünün içlerinde oturma sekileri vardır. Orta sofa veya mekân ise üstü aydınlık fenerli büyük bir kubbe ile örtülü bir kapalı avlu karakterindedir. Tam ortada fıskıyeli bir şadırvan bulunur. Eyvanların aralarında kubbelerle örtülü, girişleri ustalıklı biçimde ayarlanmış ocaklı hücreler vardır. Orta sofanın güneyindeki eyvanın iki tarafında bulunan ve ancak eyvandan geçilen birer hücreden sonra tam ortada dışarı çıkıntı teşkil eden beş cepheli, bol pencereli bir bölüm görülür. Bazıları buranın namaz yeri olduğunu ileri sürmüşler, bazıları ise Evliya Çelebi’nin bahsettiği çalgıcıların bu çıkıntıda yer aldıklarını iddia etmişlerdir. Beyazıt Külliyesi’nin dârüşşifâsı, Türk hastahane mimarisinin başka bir benzeri olmayan çok değerli bir eseridir.

İslam Ansiklopedisi

✶ Medya