Fatih Camii Çorlu’nun günümüze ulaşabilen en eski camiidir. Halen ibadete açık olan camii hicri 857, miladi 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet Han’ın sütannesi Daye Hatun tarafından yaptırılmıştır. Aynı sene İstanbul’u alarak Fatih unvanı alan II. Mehmet’e atfen “Fatih Camii” olarak adlandırılan cami, Omurtak Caddesi’nin Borsa Meydanı’na kavuşan Çerkezköy yoluna kesiştiği mevkide yer almaktadır. Bu haliyle; Tarihi Çorlu Belediye Binası’na, Uğur Mumcu Parkı’na ve Borsa Meydanı gibi şehrin bilindik noktalarına bir-iki dakikalık yürüyüş mesafesinde bulunmaktadır.

Çorlu Fatih Camii 150 metre kare alan üzerinde yükselen dikdörtgen planlı, ana ibadet alanını tamamlayan  bir son cemaat yeri ile hanımlar mahfili bulunan, alaturka kiremitle örtülü kırma çatıya sahip ve tek minareli bir yapıdır. Çatının orta yerinde bir alemi bulunur. Kıble eksenine göre yaklaşık 18 x 20 metre boyutlarıyla enine dikdörtgen bir plana sahiptir. Caminin beden duvarları moloz taş ve harç birlikteliğiyle alıştırma tekniği kullanılarak yapılmıştır. Kuzeybatı köşesinde taş kaide üzerinde yükselen tek şerefeli bir minare bulunmaktadır. Minarenin şerefeye kadar yükselen ağırbaşlı gövdeli yapısına rağmen külah kısmı daha ince tutulmuştur.

Evliya Çelebi Fatih Camii ile ilgili olarak meşhur seyahatnamesinde “Ebu’l Feth” tabirini kullanmaktadır. Çorlu’da Osmanlı’dan günümüze ulaşmayı başarmış en eski camidir. Cami döneminde ahşap bir medreseye sahipken, hamam, hazire, çeşme gibi bütünleyici yapılarla döneminin küçük bir külliyesi özelliklerine sahipti. Evliya Çelebi, ahşap medresenin 12 odalı olduğundan bahseder. Bu ahşap medrese XVII. Yüzyılda çıkan bir yangında kaybedilmiştir. Bu yapılar topluluğundan günümüze ise ancak haziresi ve güneybatı yönünde bahçeye bitişik yapılmış çeşmesi ulaşabilmiştir.

Bahçesinde bir su kuyusu bulunan Fatih Camii’nin bahçesinde bulunan şadırvan orijinal değildir. Daha önce burada başka ve yine orijinal olmayan bir şadırvan bulunmaktaydı. 2012 yılında başlatılan restorasyon çalışmaları sonucunda caminin ruhunu bozmayacak şekilde yeni bir şadırvan yapılmıştır.

Camii tarihi süreç içerisinde depremler, yangınlar ve zamanın hoyratlığıyla yüz yüze kalmış, yapılan onarımlar sırasında özgün yapısına müdahaleler ile karşılaşmış ve bunlardan bazıları malesef ki geçmiş yıllardaki yalnış restorasyon çalışmaları eliyle gerçekleşmiştir. 1960-70’li yıllar arasındaki restorasyonlar buna örnektir. 2012 yılında başlatılan restorasyonla daha önce gerçekleştirilen yalnış müdahalelerden geriye dönülmüş, camii günümüz şartlarının elverdiği ölçüde olabilecek en özgün haline döndürülmeye çalışılmıştır.

✶ Medya