Fatih Sultan Mehmed’in maiyetinden Çoban Uzun Yusuf olmasına rağmen vefat ettiğinden vakfı, kardeşi olan Hacı Bayram Oğlu Muhyiddin tarafından düzenlenmiştir. Bu bilgiden anlaşıldığı ve Hadikatü’l Cevâmi’de geçtiği üzere mescidin ilk olarak binâ edilişi, XV. Yüzyılın ikinci yarısıdır. Minberi ise, Sultan Selim’in Şeyhi olan Seyyid Halil Efendi tarafından (ölümü H.1181/M.1767-68) koydurulmuştur. Uzun Yusuf ve kardeşi, mescidin haziresine defnedilmiştir. Osmanlı döneminde, mescidin bulunduğu bölge “Yayla” adıyla anılmaktaydı. Yapı için de “Yayla kurbündeki Uzun Yusuf Mescidi” tanımı kullanılmaktaydı. Fatih’te meydana gelen yangınlarda tahrip olan yapının toprak üstü kalıntıları ortadan kalkmış ve yalnızca minareye ait çekirdek kısmının bir bölümü ayakta kalmıştır. Eski belge ve bilgilerine dayanılarak hazırlanan rekonstrüksiyon projesi dahilinde mescid Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından projelendirilmiş, Fatihin Kayıp Camii Derneği ve vatandaşlarımızın işbirliği ile ihya edilerek 2015 yılında ibadete açılmıştır. Çalışmalar sırasında mescidin güney ve güneybatısında bulunan hazire kısmı da düzenlenmiştir. Mihrabın önünde bulunan mezar bu sırada toprak altında keşfedilerek, ortaya çıkartılmıştır. Mescidin duvar örgüsü, 2 sıra tuğla, 1 sıra taş düzenindedir. Minare kaidesinde de aynı düzen söz konusudur. Ayrıca yapı ahşap konstrüksiyonlu kırma çatıya sahiptir. Mescitte bir dönem Rifai tarikatına hizmet verilen bir tekke de kurulmuştur. Zamanla bakımsız kalarak yıkılan cami 2015 yılında yeniden inşa edilmiştir.

kaynak : https://fatihinkayipcamileri.org.tr/uzun-yusuf-mescidi.html

✶ Medya

✶ İlgili Yerler