1713’ün Mayısından 1714’ün Aralığına kadar şeyhülislâmlık yapan Mahmud Efendi’nin ilmiye ve kadı mesleğine mensup oğullarından Kazasker Abdurrahim Efendi (ö. 1757), adını taşıyan Cedîd Abdurrahim Medresesi’ni vefatından üç yıl önce yaptırmıştı. Vakfiyesinde ders verecek müderrisin şeyhülislâm tarafından seçilmesi şart koşulmuş, her bir odada yalnız bir bekâr talebenin kalabileceği kaydedilmişti. 10 hücreden meydana gelen yapı, talebe sayısını takdir etmemize imkân verir. Medreselerde derecelendirme müderrisinin aldığı günlük akçenin miktarıyla tayin edilirdi. Bu yevmiyeye göre Cedîd Abdurrahim Efendi Medresesi “Miftâh” denilen gruptandı, müderrisinin yevmiyesi 30 akçeydi. Müderrisinin günlüğü 20 akçe olan medreseler “Hâşiye-i Tecrîd”, kırk olanlarsa “Telvîh” adını taşırdı. Cedîd Abdurrahim Efendi Medresesi’nin “Miftâh” adlandırması, bu seviye medreselerde Sekkâkî’nin (ö. 1229) Arap dili ve belâgatine dair Miftâhu’l-Ulûm’unun okutulmasından ileri gelir. Etrafında bir literatür teşkil edecek kadar özetleri, şerhleri yapılan Miftâhu’l-Ulûm’un Hatîb el-Kazvînî tarafından tertip edilen Telhîsü’l-Miftâh adlı muhtasarı öğretimde daha çok tutulmuş, medrese çevresinde Teftâzânî’nin Mutavvel adıyla yaptığı şerh de bir hayli rağbet görmüştü.

Miftâh medreselerinde dersler bir yılda tamamlanır, bundan sonra talebe kısmı müderrisinin yevmiyesi kırk akçe olan medreselere geçerdi. Cedîd Abdurrahim Efendi Medresesi’nde bir de “dersiye” vardı. Dersiye, belirli bir dersin mekânca medrese şartı olmaksızın herhangi bir yerde, medresede, camide veya tekkede okutulmasıdır. Bunun için ders ve müderris tayin edilir, vakfiyede buna bir de tahsisat ilâve edilirdi. Abdurrahim Efendi’nin tanzim ettiği 31 Aralık 1754 tarihli ikinci vakfiyede medresenin dershanesinde günlük 10 akçe verilecek bir müderrisin cumartesi ve çarşamba günleri faydalı ilimler (ulûm-ı nâfi‘a) okutmasına yer verilmişti. Bu müderrisin kim olacağını Abdurrahim Efendi belirleyecekti. Vakfiyede talebe ve hocanın beraber her ders sonrası babası Mahmud Efendi’nin ruhuna fâtiha ile üç ihlâs okuması da isteniyordu. 1970’lerde tamirden geçen bu medrese, uzun zamandır Cedîd Abdurrahim Efendi Kuran Kursu olarak faaliyet göstermektedir.

Kaynak : Revnakoğlu`nun İstanbulu 2.Cilt

✶ Medya