Bursa ilinin kuzeybatısında bulunan Ketenderesi, Eşkel ile Kapanca Limanı arasında yer almaktadır. Trilye’den Eşkel’e giden yol üzerinde yaklaşık 8.5 kilometre sonra sağa sapılarak ulaşılmaktadır. Söz konusu mevki, Ketenderesi’nin Marmara Denizi’ne ulaştığı yerde bulunmaktadır. Adını da bu küçük dereden almaktadır.

2011 yılında Prof. Dr. Mustafa Şahin başkanlığında Ketenderesi’nde gerçekleştirilen yüzey araştırmaları esnasında en dikkat çeken buluntular kıyı şeridindeki, yapı duvarları, çatı kiremitleri ve denizin içerisine doğru dizilmiş kısa bir sıra taş olmuştur. Dalgaların aşındırdığı sahil şeridindeki kesitte duvar kalıntıları gözlemlenmektedir. Duvarlar iri moloz taşların arasında bağlayıcı eleman olarak çamur kullanılarak inşa edilmişlerdir. Kıyının tümgenelinde yer yer çamur harçla inşa edilmiş duvarlar gözlenmiştir. Kesitte görülen duvarlardan yalnızca birisinin harç ve tuğla kullanılarak inşa edilmiş olduğu dikkat çekmektedir. Duvarların yanı sıra kıyı boyunca ve arazi genelinde yoğun olarak seramik parçalarına rastlanmıştır. Söz konusu duvarlar, işliklere ait duvar kalıntıları olmalıdır. Kıyıda, yaklaşık bir metreyi aşkın bir dolgu toprak olduğu kesitteki duvarlar sayesinde oldukça net anlaşılmaktadır. Sualtı araştırmaları esnasında, suyun üzerinde derenin hemen batısında Plakia, Daskyleion ad Mare, Kapanca ve Sırakayalar yerleşimlerinden bildiğimiz formda düzensiz iri taşların olduğu taşsırası tespit edilmiştir. Söz konusu taşların karada tespit edilen işliklere ait bir dalgakıran olabileceği fikri üzerinde durulmuştur. Yapılan araştırmalarda yüzeyden az sayıda görülebilen iri düzensiz taşların karadan denize doğru, yaklaşık 15 metre uzunluğunda düz bir hat şeklinde uzandığı tespit edilmiştir. Sualtında bu düz taş dizisi dışında herhangi bir buluntuya rastlanmamıştır. Antik çağda, birçok limanın içinde tatlı su kaynağı bulunmaktadır. Bunun nedeni ise liman içindeki tuzlu su seviyesini düşürmek ve ahşap için son derece zararlı olan Teredo Navalis isimli ahşap kurtçuklarının minimuma indirilmesini sağlamaktır. Antik Çağ denizcilerinin, Teredo Navalis’lerin tatlı sularda yaşayamadığını bildikleri için limanları tatlı su kaynaklarına yakın yaptıkları bilinmektedir. Ketenderesi’ndeki denize doğru uzanan taşlar nehrin batı kısmında kalmaktadır. Nehir ağzının doğu kısmında bulunan tepe ise nehir ağzı için doğal koruma sağlamaktadır. Ketenderesi’nin yaklaşık olarak 1.5 kilometre doğusundaki koyda bulunan Kapanca Limanı, Ketenderesi’ne oranla çok daha elverişli bir limandır. Bu sebeple, Ketenderesi’ni bir kent limanı gibi düşünmek yerine, tespit ettiğimiz işliklerle bağlantılı, küçük kayıklar için sığınma yeri olarak farz etmek ve tüm bölgeyi Kapanca’da bulunan antik kent ile ilişkilendirmek daha mantıklıdır.

Ketenderesi mevkiinde tespit edilen taş dizisinin kavis yapmadan düzbir şekilde ilerlemesi nedeni ile iskele olabileceği düşünülse de, limanağzında bulunması ve batı rüzgârlarını kesebilecek uzunlukta olması nedeni ile bu yapıyı dalgakıran olarak tanımlamak daha doğru olacaktır. Elimizdeki arkeolojik veriler ile Ketenderesi limanının kullanımı üzerine yalnızca teori üretebiliriz. Ketenderesi ile Kapanca arasında yüksek ve engebeli bir arazi mevcuttur. İşliklere gerekli olan hammaddelerin veya buralarda üretilen malların karayolu ile taşınması büyük problem olacaktır. Bu nedenle Ketenderesi mevkisinde üretilen malların küçük tekneler ile çok daha masrafsız ve kolay bir şekilde Kapanca Limanı’na ulaştırılabilmesi için inşa edilmiş olmalıdır.

Bursa’nın Antik Deniz Limanları, Serkan Gündüz