Mektep arsasının bir tarafı şimdiki Nişancı Durağı’nın arka sırasındaki apartmanlar dizisi, bir tarafı da Mükerrir Sokağı’na bakan kısımdı.

Mektebin bir kattan ibaret yüksek binası ahşaptı; cümle kapısı Leblebiciler Camii’nin bulunduğu sokağı açılıyordu. Cami bir çıkıntı üzerinde bulunduğundan biraz yüksekte kalmıştı. Altında kendisine isim veren leblebici dükkanları ile beraber Fatih yangınında yandı.

Mektebin önüne rast gelen alanda halkın “Müftü Mezarlığı” dediği yüksekçe bir hazire görülürdü. Binanı bu kısmı çevirme kabristan halindeydi. Burada baninin kendisi, ailesi, çocukları ve yine ilmiyeden olan bazı yakınları yatıyordu.

1954 Eylülünde Yavuz Selim Caddesi açılırken yolun köşesine rastlayan ve sülalesinde kalan bu hazire, medfunları ve bir kısım kitabeleri ile birlikte raporun üzerine İstanbul belediyesi tarafından Çarşamba Caddesi’ndeki Kovacı Dede Mescit ve tekkesi mezarlığına kaldırıldı.

Kaynak: Revnakoğlu’nun İstanbul’u, cilt 1