Mar Saba Manastırı
Aziz Sabbas’ın Kutsal Lavrası olarak da bilinir.
- Tür: Kilise ve Manastır, Manastır
- Kültür: Bizans, Haçlı, Sırp
- Yüzyıl: 5. yy
- Bölge: Filistin
- Durum: Erişilebilir
Mar Saba Manastırı, 483 yılında Aziz Sabbas tarafından kurulmuş olup Hristiyan dünyasının en eski ve kesintisiz yaşamını sürdüren manastır topluluklarından biridir. İlk olarak Kidron Vadisi’nin doğu yamacında şekillenen yerleşim, kısa sürede batı yakasına taşınmış ve burada 486’da Theoktistos Kilisesi inşa edilerek 491’de kutsanmıştır. Bu yapı daha sonra Aziz Nikolaos’a ithaf edilmiştir. Cemaatin büyümesiyle birlikte 502’de Theotokos Kilisesi manastırın ana ibadet mekânı olarak yükselmiş, Aziz Sabbas’ın hazırladığı tipikon ise yalnızca bu manastırda değil, tüm Bizans coğrafyasında litürjik düzenin temel modeli hâline gelmiştir.
Mimari açıdan bakıldığında, manastır kayalara yaslanmış yapılar bütünüyle dikkat çeker. Dar geçitlerle birbirine bağlanan kiliseler, avlular, inziva hücreleri ve sur işlevi gören duvarlarla güçlendirilmiştir. Kayaya oyulmuş mağaralar, hem bireysel ibadet mekânı hem de defin yeri olarak kullanılmıştır. Kadınların yalnızca giriş bölümünde yer alan özel kuleye girebilmesine izin verilmesi, manastırın asırlardır korunan katı inziva anlayışının önemli bir simgesidir.
Zamanla birçok tahribata uğrayan yapı, 797’deki Arap akınında yirmi keşişin katledilmesiyle ağır kayıplar vermiş; 11. yüzyılda Fatımî zulmü ve Türkmen saldırılarına maruz kalmıştır. Buna rağmen manastır, özellikle yazı ve tercüme faaliyetleriyle kültürel üretimini sürdürmüştür. Haçlıların Kudüs Krallığı döneminde önemini koruyan manastır, Memlûk ve Osmanlı idaresi altında gerilemiş; 15. yüzyılda keşiş sayısının neredeyse tükenmesi üzerine terk edilmiştir. 1504 yılında Sırp keşişlerin satın almasıyla yeniden canlanan yapı, bir süre Rusya’dan aldığı mali destekle ayakta kalmış, ancak 17. yüzyılda borçlar nedeniyle Kudüs Patrikhanesi’ne devredilmiştir.
Tarih boyunca yalnızca mimarî bir yapı değil, aynı zamanda ilahiyat ve litürji açısından bir merkez olan Mar Saba, Ioannes Damaskenos gibi önemli isimlere ev sahipliği yapmış, ikonaklazm tartışmalarında güçlü bir entelektüel odağa dönüşmüştür. Yüzyıllar boyunca burada üretilen ve korunan yazmalar, farklı merkezlere taşınarak bilim tarihine katkı sağlamıştır.
Günümüzde Mar Saba Manastırı, Aziz Sabbas’ın kutsal emanetlerinin iade edilmesiyle yeniden ruhani bir merkez kimliği kazanmış durumdadır. Kadınlara yönelik giriş sınırlaması hâlen uygulanmakta; ziyaretler belirli günlerde yapılabilmektedir.