Arslan Taş kuzey Suriye’de Fırat nehrinin 30 km kadar doğusunda Türkiye sınırının 6 km kadar güneyindedir. Şehrin ismi Asur kaynaklarında Hadattu olarak geçmektedir. İlk kazılar François Thureau-Dangin tarafından 1928 yılında yapılmış olmakla birlikte, daha önceki yıllarda çeşitli kereler incelenmiş ve 1880’li yılarda buradaki bazı rölyefler Osman Hamdi Bey tarafından İstanbul’a nakledilmiştir. Hadattu ismi Aramice “yeni” manasına gelir. Bununla birlikte Geç Hitit/Luvi kültürünün de şehrin bir parçası olduğu özellikle erken dönem sanat eserlerinden ve MÖ 9. yüzyıl ortalarında başlayan Asur hakimiyetinden sonra bile kimi yazıtlarda Luvice’nin kullanılmış olmasından anlaşılmaktadır.

Bazalt taştan işlenmiş çift boğalı heykel kaidesi Karkamış ve Kabahaydar’da bulunmuş diğer Geç Hitit örnekleriyle aynı stildedir. Yaklaşık 1 metre yüksekliğinde, 1,08 metre genişliğinde ve 1,50 metre uzunluğunda olan kaide Halep Müzesindedir. Üzerinde mızraklı ve yaylı bir savaşçı tasviri olan bazalt taştan işlenmiş 1,45 metre yüksekliğinde bir stel (İstanbul Eski Şark Eserleri Müzesi) ve Arslan Taş’ın yakınındaki Ain al-Arab’da bulunmuş yaklaşık 2 metre yüksekliğinde bazalt taştan bir hükümdar heykeli (Halep Müzesi) de gene stil olarak Asur dönemi öncesine tarihlenmiştir.

Şehrin doğu ve batı kapılarında ve tapınak alanında bulunan üç çift kapı aslanı ve çeşitli ortostatlar MÖ 8. yüzyıla ait Asur dönemi eserleridir. Ancak hepsinin yerel olarak işlendiği ve kuzey Suriye/Geç Hitit sanatının izlerini taşıdığı söylenebilir. Bazalt taştan işlenmiş doğu ve batı kapısı aslanları yaklaşık 2,6 metre yüksekliğinde ve 3,6 metre uzunluğundadır. Doğu kapısında bulunan aslanların duvara dayalı arka yan yüzlerindeki düzlenmiş yüzeye üç dilde — Aramice, Asurca, ve Luvice (ARSLANTAŞ 1 & 2) — yazıtlar işlenmiştir. Parçalanmış durumda bulunmuş olan batı kapısı aslanlarında yazıtlar Aramice ve Asurca aslanların gövdesine işlenmiştir. Yazıtların hepsi Hadattu şehrinin surları ve kapılarının Kar-Şalmaneser şehrinin Asurlu valisi Ninurta-bel-usur tarafından inşa ettirildiğini belirtir ve zarar verecek olanlara lanet okur. Kar-Şalmaneser, Til Barsip/Tell Ahmar şehrinin Asur dönemindeki ismidir. Luvice yazıtta ismi aşınmış valinin unvanı “Masuvarili Ülke Beyi” olarak verilirken Kar-Shalmaneser/Til-Barsip yerine şehrin daha önceki dönemdeki Luvice ismi Masuwari’nin kullanılmış olması dikkat çeker. 1980’li yılların başlarında doğu kapısının kuzey kanadındaki aslan Halep Müzesine taşınmış, her iki kapının güney kanatlarındaki aslanlarsa kırık kısımları restore edilerek Rakka şehrinde bir parka dikilmiştir. Suriye iç savaşı sırasında 2015 yılı Ağustos ayında Rakka’daki aslanlar buldozerle tamamen tahrip edilmiştir. Bu aslanlara ait restorasyonda kullanılmamış olan bir iki parça halen Halep ve belki Rakka müzesinde olabilir. 2020 yılında tahrip edilen aslanlardan birinin parçaları Arslan Taş’a nakledilmiştir.

Tapınak alanında ortaya çıkarılan aslanların biri iyi korunmuş durumdadır ve yaklaşık 1,56 metre yüksekliğinde, 2,40 metre uzunluğundadır. Bu aslan ve diğerine ait parçalar Halep Müzesindedir.

İştar tapınağı girişindeki kapı boğaları orijinal konumlarında bulunmuş ve oldukça iyi korunmuştur. Üzerlerine Kral III. Tiglatpileser’e ait Asurca bir yazıt işlenmiş olan boğalar Louvre Müzesindedir. Asur dönemine ait çeşitli diğer stel, heykel ve ortostatlar İstanbul Eski Şark Eserleri Müzesi, Louvre ve Halep Müzesinde bulunmaktadır.

Hittite Monuments – Arslan Taş

✶ Medya