Ebul Azm Türbesi

UNESCO’nun Gazze Savaşından etkilenen kültür varlıkları listesinde bulunmaktadır.

Türbe, Mağrip kökenli “Şeyh Muhammed Şemseddin Ebu’l-Azm”a atfedilmektedir. Memlük döneminin sonunda Gazze’ye gelen Şeyh, Gazze şehrinin bir köşesinde vefat etmiştir. Daha sonra mezarı Kudüs’e taşınmıştır. Abu Al-Azm Camii, 690 H. (1291 M.) yılında inşa edilmiştir. Büyük bir ibadet salonu, iki büyük oda ve bir avludan oluşuyordu ve kendi kuyusu vardı. Cami, 1920’lere kadar ibadet yeri olarak kullanılmaya devam etti. Daha sonra Kitabül-Fünun adlı bir okul olarak kullanıldı ve burada öğrenciler Kuran-ı Kerim’in okunması ve tonlaması ile diğer fenni bilimleri öğrendiler. Bu cami, 689-693 AH (1290-1293 AD) yılları arasında hüküm süren El-Eşref Salahaddin Halil döneminde inşa edilmiştir. Cami, 906-922 AH (1501-1516 AD) yılları arasında hüküm süren Kral El-Eşref Kansuh El-Gavri tarafından yıkılıp yeniden inşa edildi ve camiye kendi adını verdi. Bu cami için, “Seyyidi Şeyh Ebu El-Azm’ın vakfı, Kuddise Sirruhu” olarak bilinen birkaç arazi ve meyve bahçesi vakfı ortaya çıktı. Bu bağışlar, “Gazze Şehrindeki Tarihi Binalar” adlı bağış belgesinde belirtildiği gibi Osmanlı kayıtlarında yer almaktadır. Bu cami ve köşesi yıkılmış, geriye sadece Filistin Vakıf Dairesi tarafından “Şeyh Ebu el-Azm”ın mezarını barındırmak üzere restore edilen küçük bir oda kalmıştır. Filistin’deki Hıristiyan akademisyenler, İsrail’in Gazze’deki Şemşun’un mezarı hakkındaki anlatısının bir iddia olduğunu ve Şemşun’un Yahudi değil pagan olduğunu doğrulamıştır. İsrail’in anlatısı: Orada durup “Tanrım, benim ve düşmanlarımın üzerine” diye bağırdıktan sonra tapınağın iki sütununu itti ve tapınak çökerek onun ve Filistinli düşmanlarının üzerine düştü, böylece tarihteki ilk intihar bombalaması gerçekleşti. Bu hikayenin tamamı, İsrailli bir arkeoloji ekibinin ünlü “Dagon Tapınağı”nı bulduğunu ve tapınağın yıkılmasının o dönemde bölgeyi vuran şiddetli bir depremden kaynaklandığını açıklamasıyla çürütülmüştür. Ayrıca tapınak, Şemşun’un hikayesinin anlatıldığı Tevrat’ın Yargıçlar Kitabı’nın 13 ila 16. bölümlerinde belirtildiği gibi Gazze’de değil, tamamen farklı bir yerdeydi. Yargıçlar Kitabı’nın 13 ila 16. bölümlerinde belirtildiği gibi Gazze’de değil, tamamen farklı bir yerdeydi. Doğrulanan şey, jeologlar tarafından zaten bilinen, Richter ölçeğine göre 8 büyüklüğündeki bir depremin, Mesih’ten 900 yıl önce bölgeyi vurduğu ve tapınağı yıkmış olduğudur, güçlü Şemşun değil. Jeologlar ve sismologlar tarafından tapınağın yıkık kalıntıları üzerinde kapsamlı bir inceleme yapıldı ve yıkımın şiddetli bir depremden kaynaklandığı ortaya çıktı. Bunun kanıtı, yıkılan tuğla duvarların orijinal yerlerinden biraz uzağa düşmüş olmasıdır. Tamamen yıkılmış tapınağın kalıntıları, Tel Safi bölgesine bitişik Kiryat Gat yerleşim yeri yakınlarında, İsraillilerin “Tel Zavet” olarak adlandırdığı yerde keşfedildi.