Ha’aliya Hashniya Limanı’nın kenarında Akdeniz’e nazır olarak iki kat halinde yükselmektedir. Müslüman nüfusun azalmasıyla birlikte bugün, daha çok limana gelip giden denizcilerin, balıkçıların ya da çevredeki Müslüman sakinlerin kullandığı caminin ne zaman ve kim tarafından yaptınldığı kesin olarak bilinmemektedir. Alman Ressam Lebrun’un 1675 tarihli bir resmine dayanarak Bahr Camii’nin Yafa’nın en eski camisi olduğu sanılmaktadır. Belki ilk olarak, en azından alt katı XVI. yüzyılda inşa edilen, ardından da XVII. yüzyılda ilavelerle (ikinci kat ve minare) geliştirilen cami, uzun bir süre harap vaziyette kaldıktan sonra 1997’de restore edilerek günümüze kadar ulaşabilmiştir.

Sarımtırak renkte düzgün taş malzemeden inşa edilmiş caminin denize bakan cephesinde, altta yuvarlak kemerI i kapılar, üstte ise ahşap kepenkli ve yuvarlak kemerli pencereler ve küçük bir terasa açılan kapı dikkat çekmektedir.

Filistin bölgesindeki geleneksel yapı anlayışına uygun olarak düz damlı basit bir mekandan ibaret olan caminin bir de minaresi vardır. Minare, caminin güneybatı köşesini işgal etmektedir. Zeminden itibaren başlayan kaide duvarla bütünleşmiş durumdadır. Köşeler pahlanarak geçilmiş olan’ pabuç kısmı, sekizgen şekilli olup, iki silme ile üç katlı bir görüntü sergilemektedir. Oldukça dar tutulmuş silindirİk gövdenin üzerinde dışarı taşınh yapan silindirik şekilli bir altlıkla birlikte şerefeye yer verildiği görülmektedir. Taş plasterler üzerine oturan ahşap korkuluklu şerefe, ahşap direkler tarafından taşınan bir sundurma ile örtülüdür. Silindirik petek, üzerinde pirinçten bir alemin yükseldiği küçük bir kubbeyle kapatılmıştır.

 

İSRAİL/YAFA’DAKİ OSMANLI MİMARİ ESERLERİ ÜZERİNE GÖZLEMLER, Ahmet Ali Bayhan