Hayfa Doğu Tren İstasyonu, Osmanlı idaresi tarafından 1904 yılında, Hicaz Demiryolu’nun bir kolu olan Yizreel Vadisi Demiryolu’nun batıdaki son durağı olarak inşa edilmiştir. 1920’li yıllarda İngiliz Mandası döneminde Filistin Demiryolları, Doğu Demiryolu hattını kuzeye doğru uzatarak Hayfa’daki bu istasyonla birleştirmiştir. Bu dönemde Hayfa, dünyada üç kıtaya doğrudan demiryolu bağlantısına sahip tek şehir konumundaydı: Avrupa’da İstanbul’a, Afrika’da Kantarah’a ve Asya’da Medine’ye tren seferleri yapılmaktaydı. Günümüzde dahi İsrail Demiryolları’nın ana hattındaki mesafeler, Hayfa Doğu İstasyonu’ndan itibaren ölçülmektedir. Hayfa’daki ilk tren istasyonu olan yapı, başlangıçta yalnızca “Hayfa İstasyonu” olarak adlandırılmış, 1937 yılında yeni Hayfa Merkez İstasyonu’nun açılmasıyla birlikte bugünkü adını almıştır.

Temmuz 1940’a kadar Filistin Demiryolları’nın genel merkezi bu binada bulunmaktaydı. Ancak yoğun şehir merkezindeki elverişsiz koşullar ve savaş zamanında limana yakın konumunun yarattığı savunmasızlık nedeniyle, 1940 yılında idare birimleri Nevi’im ve Khoury caddelerinin kesişiminde yer alan Khoury Konağı’na taşınmıştır. 1948’deki Hayfa Muharebesi sırasında Khoury Konağı yanmış, Filistin Demiryolları’na ait tüm kayıtlar yok olmuştur. Bu olayın ardından, yeni kurulan İsrail Demiryolları’nın merkezi Hayfa Merkez İstasyonu’nda tesis edilmiştir.

Hayfa Doğu İstasyonu’nun özgün binası, 20 Eylül 1946’da İrgun tarafından gerçekleştirilen bir bombalı saldırıda ağır hasar görmüş ve yalnızca küçük bir bölümü günümüze ulaşabilmiştir. Bugün bu bölümde İsrail Demiryolları’na ait bazı ofisler bulunmaktadır. Yaklaşık 1918 yılında inşa edilen, beş hatlı eski lokomotif deposu ise istasyon binasının karşısında yer almakta ve günümüzde İsrail Demiryolu Müzesi olarak kullanılmaktadır. İstasyon alanı ise hâlen manevra sahası ve tren park noktası olarak hizmet vermektedir.

Hicaz Demiryolu’nun Hayfa’ya ulaşması, kenti Osmanlı döneminde Akdeniz’e açılan stratejik bir ticaret ve ulaşım merkezi hâline getirdi. Doğal limanı sayesinde Şam, Havran ve Filistin’in kuzeyini dış pazarlara bağladı ve bölgesel ticareti canlandırdı. Ayrıca tarımsal ürünlerin, hacıların ve malların taşınmasını kolaylaştırarak ekonomik gelişmeyi hızlandırdı.