Araştırmacı-Yazar A. Zeki Teoman (1912 – 1990) “Tarih Boyunca Mersin” adlı makalesinde Zephyrion ile ilgili olarak kaynak belirtmeden şunları yazar:
“… Zefiriyum kalıntısı, 1945’te bitirilen Mersin Halkevi ve Vali Konağı’nın temelleri kazılırken ortaya çıktı.
… Tarsus Fransız Konsolosu Mösyö Jille’in Fransız Dışişleri Bakanlığı’na yolladığı bir raporda, ‘kurulmakta olan Mersin şehri, eski Zefirium şehri kalıntıları, yıkıntıları üstüne kurulmaktadır. Adını da, kentin kurulduğu yer ve çevresindeki geniş ve orman halindeki mersin ağaçlarından almaktadır.’diye yazar.” Zeki Teoman o makalede, Merkez Bankası’nın yerinde dört gözlü bir kemer kalıntısı olduğundan da bahseder.
Mersin ve çevresindeki antik kentlerin geçmişini araştıran Prof. Dr. Murat Durukan, Zephyrion’un yeri ile ilgili şu bilgileri verir:
“Varlığını antik kaynaklardan ve sikkelerden tanıdığımız Zephyrion modern yerleşimlerin altında kalan ve hakkında pek az bilgi sahibi olunan talihsiz antik kentlerden biridir. Zephyrion’un hangi tarihte kurulduğu ve tam olarak hangi noktada lokalize edilmesi gerektiği konuları netleşmiş değildir. Bununla birlikte Mersin kent merkezinde ve kıyıda yer alan bir bölge Zephyrion’un antik kentinin yeri olarak kabul görmektedir. Yumuktepe’nin 2 km kadar güneydoğusunda günümüzde kültür merkezi olarak kullanılan yapı ile Vali Konağı, Ortodoks kilisesi ve Atatürk Heykeli’nin bulunduğu alandaki zemin kotunun çevresinden birkaç metre yüksek olduğu dikkat çekmektedir.
… 1853 yılında notlarını yayımlamış olan Barker (W. W. Barker), Zephyrion’u Anchiale’nin görüş alanı içindeki bir burunda ve bir tepe üzerinde olarak tanımlamakta, ayrıca bu tepenin antik yapı kalıntılarıyla dolu olduğunu vurgulamaktadır.” [Mersin’den Tarsus’a Kilikya Kıyılarındaki Kayıp Kentler, s. 13]

İmparator Hadrianus’un olasılıkla 117 – 118 yılları arasında bölgeye yaptığı ziyaretin onuruna kentin Zephyrion olan adı değiştirilerek, “Hadrianopolis” (Hadrian’ın Şehri) olmuştur.
MS III. Yüzyılın ortalarında başlayan Pers saldırılarına direnemeyen kent, taş üstüne taş kalmamacasına ortadan kaldırılmak istenir. Bu tarihten sonra Zephyrion kentinde bir süre herhangi bir canlanma görülmez. Hıristiyanlık Dönemi’nde Tarsus Metropolis iken, Zephyrion da bu bölgenin piskoposluğu olarak Antakya Patrikhanesi ruhani liderliğine bağlıdır. Orta Çağ’da Roma şehri Zephyrion olmasa da, bir uğrak yeri olarak; en azından gemilerin temiz su almak için uğradıkları küçük köy iskelesi / limanı olarak biliniyor.

Kaynak: www.yumuktepe.com — Antik Kilikya Limanları