Bebek Üçyol Ağzı ve İnşirah Yokuşu

Yetmişlerin ilk çeyreği, Bebek otobüs ve troleybüs başdurakları. Geride tırmanmakta olan bayırsa, meşhur İnşirah Yokuşu… Kıvrıla dolana Etiler’e kadar çıkıp Nisbetiye Caddesi’ne raptolacak. Mozaik parke kaplıydı zemini, araçların lâstikleri yolu daha rahat kavrasın ve yağmurda çamurda, karda kışta geriye kaymasın diye. Telefon kulübesinin yanındaki otobüs, Boğaziçi hatlarından birinde veya henüz daha Bebek plantonluğundan hareket etmekte olan Eminönü yahut Taksim ringlerinden biri… Bebek’ten Eminönü’ne, sahilboyunu izleyerek gidip gelen 22C numaralı hat ile Akaretler-Ayaspaşa-Taksim-Pangaltı-Şişli-Mecidiyeköy-Yıldız-Serencebey-Beşiktaş dairesi içinde ring yapan karşılıklı 23 ve 23A tabelâ işaretli hatlar çalıştırılırdı. Bunlara genellikle troleybüsler verilir, planlı elektrik kesintisi saatleri içindeyse cereyanla müteharrik araçlar mazotlu otobüslerle yer değiştirirdi. Kadrajın karşısında, hemen izdüşümündeyse meşhur Bebek Camii ve parkı bulunmakta.

Sarı renkli telefon kulübesinden eve kimbilir kaç defa telefon açmışımdır, zamanında… Rahmetli validem pek merak ederdi beni, uzun süre ortalıktan kaybolduğumda. Onu telâşta bırakmamak için Sarıyer, Tarabya, Yeniköy, Emirgân gibi uzak Boğaziçi gezintilerimden dönerken Bebek’te iner ve bu kulübeden telefon açardım, pantolon cebimde sürekli gezdirdiğim bir avuç dolusu jetonlardan birini kutuya atarak. O da pek sevinirdi sesimi duyunca… Birkaç dakikalık muhabbetimizin nihayetinde, geriden gelen bir diğer otobüse binerek tekrar yoluma devam ederdim. Malûm, o senelerde hepimizin gömlek cebinde sınırsız kullanıma açık mavi kartlar mevcut ve istediğimiz arabaya, dilediğimiz kadar inip-binerek gezebilme şansına sahibiz.

Âşiyân-Bebek-Arnavutöy-Kuruçeşme-Ortaköy-Çırağan-Beşiktaş sahilyolu eskiden hiç tıkanmazdı. Araç sayısı da azdı, Boğaz’a nâzır eğlenti yerleri de kısıtlıydı şimdikine nazaran… Bebek’ten hareket eden bir otobüs muhakkak 35. dakikada, Eminönü’nde yaya üstgeçit merdivenlerinin dibindeki Ülfet zeytinyağlarının mağazası önünde yolcularını indirirdi. Şayet seyahat etmekte olduğunuz araba bir troleybüs ise, toplam müddete beş dakika daha ilâve etmeniz gerekirdi.

Bu fotoğraflar da, hâtıralarımız gibi pek gerilerde kaldı. Tıpkı özlemle, derinlerden gelen mahzun bir burun sızlaması eşliğinde andığımız sevdiklerimiz gibi…