Katedralin Güney Cephesinde yer alan yazıtın 21. satırının bir kısmı:

“Ermenilerin 450. yılında (MS 1001)… Tanrı ve Katholikos tarafından kutsanan, Ermenilerin manevi lideri, Sarkis zamanında; Ermenilerin ve Gürcülerin krallarının kralı Gagik’in muhteşem saltanatı sırasında; ben Katranideh, Ermenilerin Kraliçesi, Suinik Kralı Vasak’ın kızı, kendimi Tanrının merhametine emanet ettim ve kocam, krallar kralı Gagik’in emri ile büyük Smbat tarafından kurulan bu katedrali inşa ettirdim.”

Çeşitli kaynaklara göre; Ani Şehrindeki en büyük ve en önemli yapılardan biri olan Katedralin inşaatına Kral II. Smbad (977-89) zamanında 989 yılında başlanmış ve inşaata bir süre ara verildikten sonra katedralin inşaatı, Kral Gagik Bagratuni’nin eşi Kraliçe Katranideh (Catherine) tarafından 1001 yılında (ya da yazıtların okunmasına bağlı olarak 1010 yılında) tamamlatılmıştır. Katedral, ortaçağ Ermenistanının en ünlü mimarlarından Trdat’ın eseridir.

Birçok Ermeni yapısı gibi Ani Katedrali de çok renkli, iyi kesilmiş taşlardan inşa edilmiştir. Bu, iç ve dış yonu taşı (kesme taş) duvar kaplamalarının arasında ise moloz dolgu bulunmaktadır. Yapı, kubbeli bir bazilika planına sahiptir ve bu plan tipi 7. yüzyıldan beri Ermeni Mimarisi içerisinde yer alan plan tiplerinden biridir.

İnce sütunlar üzerinde bulunan körarkatlar tüm dış cepheyi sarmaktadır. Bu körarkatların içerisine ince, uzun ve nitelikli oyma sövelere sahip pencereler yerleştirilmiştir. Ayrıca katedralin yan cephelerinin (transept) üçgen çatılarının altında da lombar pencereleri (gemi penceresi) bulunmaktadır.

Kuzey, güney ve batı duvarlarında bulunan kapıları sırasıyla patrik, kral ve halk içindir. Her bir kapının önünde, çoğunluğu yıkılmış olan, tonozlu sundurmalar yer almaktadır.

Ayrıca kuzey, güney ve doğu cephelerinde ayırt edici üçgensel nişler (oyuklar) bulunmaktadır. Bu nişler görece düz olan cepheyi bölmekte, duvarlara yükseklik ve sağlamlık hissi katmaktadır. Batı cephesinde ise bu nişlerden yoktur. Çünkü içerideki büyük kemerli tonozu taşıyabilmek için burada oldukça kalın bir duvara ihtiyaç duyulmuştur.

Katedralin içi ise uzun ve karanlık olarak tasarlanmıştır. Yarım kubbe (apse) ve yan bölmeler iç mekanın dörtte birini oluşturmaktadır. Kubbenin doğusundaki tonozlar, batısındakilere nazaran daha kısadır. Dikdörtgen şeklindeki orta alanda bulunan dört adet masif küme sütun, kubbeyi ve çatıyı destekleyen kemerleri taşımaktadır. Doğu-Batı ve Kuzey-Güney aksları boyunca uzanan beşik tonozlar, birbiriyle kesişen beşik çatıların dış yüzüne kadar uzanmaktadır.

Geniş olan yarım kubbe (apse) doğu tarafındaki çatının altına yerleştirilmiştir ve dış cephede iki derin niş arasında bulunan pencereye denk gelmektedir. Burada bulunan rahip ve koronun yeri ya da mihrap mevcut zeminden yüksekte yer almakta ve oturakların bulunduğu on adet yarım daire şeklinde sıralanmış nişlerden oluşmaktadır.

Ani Katedrali'nin Toros Toramanian tarafından yapılan modeli
Ani Katedrali'nin son hali

Ani Katedrali adı verilen Meryem Ana Kilisesi (ErmeniceԱնիյի Մայր Տաճար, Aniyi Mayr Dacar), 989 yılında İstanbul'daki Ayasofya'nın kubbesini onaran mimar Trdat tarafından inşa edilmiştir. 1319 yılında meydana gelen depremde kubbesi yıkılan ve kullanılmamaya başlanan yapı, 1832 depreminde de hasarlandı. 1988'deki depremden sonra yapı komple harabeye dönmüştür. Katedral, Kars'taki bugünkü Ani harabelerinde yer almaktadır.

Düşey hatları kuvvetli bir şekilde vurgulayan 10. yüzyıl yapısı, etkileyici bir yükseklik duygusu elde eder. 30 metrelik katedralinin içinde büyük bir apsis bulunmaktadır. Yunan haçı planı üstünde yapılmıştır ve üç girişi vardır: Biri prens için, biri Patrik için ve biri cemaat için.

Katedral 900 senelerde Kilikya Kutsal Makamı'nın yeni yerleşimin yanına inşa edilmiş olup, Orta Çağ Ermenistan mimarisinin en önemli eserlerinden biri olarak anılır. 1064 senesinde Kilise'nin tarihi haçları Alp Arslan tarafından kaldırılmış ve büyük katedral 1071 yılında camiye çevrilmiş ve "Fethiye Camii" adını almıştır. 1124 senesinde Ani'nin Gürcü Kralı David tarafından ele geçirilmesiyle kilise haline geri getirilmiştir. 13. yüzyılda katedral restore edilmiştir. 1319 yaşanan deprem nedeniyle şehrin harap hale gelmesi, katedralin konik kubbenin de yıkılmasıyla katedral önemini yitirmiş ve resmî olarak kullanılmamaya başlanmıştır. 1832 yılında meydana gelen depremde de büyük ölçüde yapıda hasarlanma olmuştur. 1988 yılında yaşanan depremde de kuzey ve batı köşesinde ağır hasarlanma olmuştur.

✶ Medya

✶ İlgili Yerler