Harmene’nin bulunduğu bölgede günümüze ulaşan arkeolojik bir kalıntı tespit edilememiştir. İlk olarak M.Ö. 401/400 yılında bölgede “on binler” ile beş gün konaklayan Ksenophon (Anabasis; VI, I. 14-17) tarafından zikredilir. Ksenophon ve ordusunun Sinope şehrine alınmaması sebebiyle ordu beş gün burada konaklamak zorunda kalmıştır. Yaklaşık  yarım yüz yıl sonra (tahminen yaklaşık M.Ö. 330) Skylax’a atfedilen ama kendisi tarafından yazılmayan (Pseduo-Skylax) Peripolus’ta Harmane’den limanı olan bir Hellen kenti olarak bahsedilir (Peripolus, 89). 

M.S. I. yüzyılda Harmene’ye dair bilgi veren iki kaynaktan biri Pomponius Mela (De situ orbis Libri III; 104), Harmene’nin Paphlagonia’nın sonunda yer alan bir şehir olduğunu aktarsa da Strabon ve diğer çağdaş kaynaklar ise Paphlagonia’nın doğu sınırını Halys Irmağı’nın (Kızılırmak) teşkil ettiği konusunda hemfikirdir. Amasyalı Strabon ise (Geographika; XII.3, IIC 545) Harmene’nin Sinope şehrinin 50 stadion batısında yer alan, limanı olan bir kome (kasaba) olduğunu bildirirken bir atasözü paylaşır: Yapacak daha iyi bir işi olmayan Harmene’nin duvarını örer. Bu sözden Harmene’nin bir zamanlar küçük de olsa bir tahkimata sahip olduğunu anlarız. Gaius Plinius Secundus veya adaşı yeğeni ile karıştırılmamak için kısaca Yaşlı Plinius (Naturalis Historia; VI, II. 5-7), Harmene’nin Sinope’lilerce kurulan bir emporion olduğunu ve eserinin yazıldığı birinci yüzyılın üçüncü çeyreğinde birkaç ufak yapının bulunduğu metruk bir yerleşim olduğunu belirtir. M.S. II. Yüzyılda yaşayan Nikomedialı Arrianos’un yazdığı Peripolus’ta ise (Períplous toû Euxeínou Póntou; XIV, 4-5) Harmene’nin İnceburun’a (Lepte) 60 stadion, Sinope’ye ise 50 stadion uzaklıkta olduğunu zikreder. Arrianos’un eserinden sonra Minas Bıjışkyan’a kadar Harmene’ye dair herhangi bir kayda rastlamayız. Bıjışkyan’ın 1817-19 arasında kaleme aldığı eserinde (Bıjışkyan; s. 27. 1969) Harmene’nin Akliman’ın eski ismi olduğu zikredilirken bölgenin bir diğer isminin Almiros olduğunu öğreniriz. Kaynak, eski Harmene’nin bulunduğu bölgeye Tuzlimanı anlamına gelen Limni denildiğini belirtse de Limni’nin Yunanca’da salt liman anlamına gelmesi bu aktarıma şüpheyle bakmamızı gerektirir. İç tarafında yer alan, on beş gemilik bir kışlık limanın mevcudiyetini belirten Bıjışkyan, bölgenin meskûn olmadığından bahseder (Bıjışkyan; a.g.e.). Bizans dönemine dair hiçbir yerleşimin veya kaydın bulunmadığı bölgenin, İbn Battuta, Ruy Gonzalez Clavijo, Tavernier ve Evliya Çelebi gibi seyyahlar tarafından zikredilmemesi ile beraber Osmanlı tahrirlerinde ve livalarında Akliman  bölgesinde herhangi bir yerleşimden bahsedilmemesi (Tosunoğlu; 1993) Bıjışkyan’ın aktardığı bilgiyi doğrulamaktadır. Richard Kiepert’in 1908 ve 1914 tarihli haritalarında antik kaynakların zikrettiği liman bölgesi Akliman olarak kaydedilmiştir.

Günümüzde ismi Akliman olan bölge, çeşitli festivallerin düzenlendiği turistik bir yazlık bölge durumundadır.

NOT: Klasik literatürde 1960’lara kadar Armene ismi kullanılsa da transkripsiyon kuralları ve alışkanlıklarında yaşanan değişikler medeniyle çağdaş kaynaklarca Harmene olarak zikredilmektedir.1

  1. Araştırma: Salih Yılmaz ↩︎