Bouleuterion’a ilişkin ilk veriler, Pergamon kazı ekibi üyelerinin 1886 yılında kentte yaptıkları araştırmalarda elde edilmiştir. Bouleuterion yakınlarında belirlenen bir arşitrav bloğu üzerindeki yazıt Apollonidas oğlu Antiphanes’in Zeus Bollaios, Hestia Bollaia ve Demos’a (yurttaşlar topluluğu) bir bina adadığını göstermekteydi. Kuşkusuz bu yazıt yıkılmadan önce Bouleuterion’un ön cephe duvarı üzerinde yer almaktaydı.

Bouleuterion, Agora Meydanı’na bağlanan ana yol üzerinde (Agora Caddesi) eğimli bir arazide, doğu-batı yönünde uzanmaktadır. 24×14 m. ölçülerindeki yapı üç ana bölümden oluşmaktadır. Bouleuterion’un batıdaki giriş kısmında İon düzeninde altı adet sütunla tasarlanmış bir galeriden oluşan kulis yer almaktadır. Cavea bölümü on iki basamaklı ve yaklaşık yüz doksan kişi kapasitelidir. Orkestra ise yarım daire formundadır. Yapı, genel form ve plan özellikleri açısından, Theatron formlu bir diğer yapı olan odeona çok benzemektedir. Ancak, arşitrav bloğu üzerindeki yazıt, yapı içinde tespit edilen Hestia Bollaia kült heykeli ve sahne binasına ait hiçbir izin olmaması söz konusu yapının odeon olamayacağını kanıtlamaktadır. Caveanın her iki yanından ve tam orta bölümünden geçen üç ayrı merdiven ile orkestraya ulaşılmaktadır. Orkestranın hemen doğusunda, yürüme düzleminin altında dört mekân yer almaktadır. Binanın Agora Caddesi’ne bakan cephesinden, çift kanatlı birer kapı ile girilen mekânlar ön ve arka odadan oluşmaktadır. İşlevleri şu an için net olarak tespit edilemeyen ön ve arka odalar arasındaki geçiş tek kanatlı bir kapı ile sağlanmaktadır.   

Orkestraya bitişik olan arka sıradaki odalardan iç tarafta kalan iki odayı ayıran duvarın merkezinde, üzerine Hestia Bollaia heykelinin oturduğu, dikdörtgen büyük boyutlu blok taşlardan örülü kare bir platform açığa çıkarılmıştır. Hestia Bollaia heykeli söz konusu platformun hemen önüne (doğu) devrilmiş şekilde ele geçmiştir. Hestia kültü aynı zamanda Prytaneion ile ilişkili olmasına karşın Bouleuterion’da Hestia kültünün yer alması, söz konusu yapının hem Bouleuterion hem Prytaneion olarak kullanılmış olabileceğini düşündürmektedir. Ana kayaya oyulmuş bir bothros üzerine oturan platform, orkestranın yürüme düzlemine kadar yükselmektedir. Bothros içerisinden lagynos, tek kulplu testi, kâse vb. kapların yanı sıra on altı adet bronz sikke, pişmiş toprak figürin, kandil, ağırşak ve maltız parçaları bulunmuştur. Ele geçen buluntular yapının inşasını kutsamak adına gerçekleştirilen bir törene işaret etmektedir. Bothrosta ele geçen buluntuların tamamı MÖ 2. yüzyılın ortalarına aittir ve yapıya ilişkin Terminus Ante Quem vermektedir. Bouleuterion’un son evresine ilişkin buluntular odaların tabanlarının üzerinde ve yapının kuzeybatı köşesine eklenen mekânlar topluluğu ile yapı arasında yer alan bir peristhasis’te ele geçmiştir. MS 3. yüzyıla tarihli seramiklerin yanı sıra, Valerianus-Gallienus (MS 253-268) ve Alexander Severus-Philippus Arabs dönemlerine (MS 222-249) ait bronz sikkeler, Bouleuterion’un son evresi ile ilişkilidir.

Dükkânların içine yıkılan Meclis enkazında altı adet mermer heykel başı ve bu başlara ait gövdeler ele geçmiştir. Heykeller orijinalinde, Bouleuterion’un kuzey duvarının doğu bölümü ve cephe duvarının iç kesimlerinde oluşturulmuş payeler üzerinde durmaktaydılar. Heykellerden iki tanesinin kaidesi üzerinde yer alan antik yunanca yazı, her iki heykelin de Pergamonlu heykeltıraş, Hippias oğlu Menestratos tarafından yapıldığını göstermektedir.   Bouleuterion’un oturma sıralarının tahrip olan güney kısmında, orkestrada ve kuliste yapılan sondajlarda Bouleuterion’un altında, daha erken döneme ait bir yapının izleri tespit edilmiştir. Bouleuterion’un inşaat aşamasında erken yapı ciddi oranda tahrip olmuştur ve erken yapıya ilişkin in-situ buluntu oldukça sınırlı sayıdadır. Kulisin doğu duvarının hemen batısındaki dar bir alanda, erken yapıya ait sıkıştırılmış bir toprak taban izine rastlanmıştır. Tabanın hemen altından in-situ durumda, MÖ 3. yüzyıl sonu-2. yüzyıl başına tarihli, kalıp yapımı sürahi ele geçmiştir. Söz konusu tarih erken yapının son evre kullanımı için terminus oluşturmaktadır. Bouleuterion’un orkestrasında gerçekleştirilen sondajda, erken yapı ile ilişkili olduğu anlaşılan ikinci bir bothros ortaya çıkarılmıştır. Mutfak ve içki kapları ağırlıklı, yoğun seramik ve kemik içeren bothros, olasılıkla erken dönem yapısının inşası öncesi gerçekleştirilen ritüele ilişkin olarak açılmıştır. Tarihlenebilir buluntular MÖ 4. yüzyıl sonlarına işaret etmektedir. 

Bouleuterion’un altında, oldukça sınırlı alanlarda izlerini tespit edilebilen erken dönem yapısı, MÖ 2. yüzyılın ortalarından hemen sonra inşa edilen ve mimarisi ile kısmen ayakta olan Meclis Binası’ndan farklı bir plana sahiptir. Söz konusu yapının, daha küçük boyutlu erken bir Bouleuterion’a ait olabileceği düşünülmektedir. Bothros içerisinde ele geçen MÖ 4. yüzyıl sonlarına ait buluntular, Aigai Bouleuterion’unun ilk olarak bu tarihte inşa edildiğini düşündürmektedir.

MÖ 2. yüzyıl sonlarında, kentteki büyük imar faaliyetleri ile Bouleuterion’da da köklü değişikliklere gidilmiş, eski binanın yerine daha büyük bir meclis binası inşa edilmiştir. Bouleuterion’un inşasına destek veren Antiphanes ve Diaphenes isimli hayırseverler (euergetes) ve diğer aile fertleri, heykelleri yapının kuzey duvarı önünde yer alan uzun bir niş üzerinde sergilenerek onurlandırılmıştır. Meclis binasının ön kısmındaki odalardan söz konusu heykeller ile onurlandırma yazıtlarının yer aldığı kaideler de ele geçmiştir.

MS 3. yüzyıla kadar, yaklaşık beş yüzyıl, varlığını sürdürebilen Bouleuterion, zamanın ve depremlerin yarattığı tahribatlar sonucunda çok sayıda onarım görmüştür. Yapı duvarlarının iç yüzlerindeki örgülerde ve özellikle de güney duvarının tamamında farklı teknikler bir arada kullanılmıştır. MS 3. yüzyılın üçüncü çeyreğinde kent terk edilmiş ve Bouleuterion kullanımdan çıkmıştır. MS 12.-13. yüzyıllara gelindiğinde, kentte yeni bir imar faaliyeti sürdürülmüş ve bunun sonucunda Bouleuterion’a ait mimari elemanlar yeni yapıların inşasında kullanılmıştır.

Aigai Antik Kenti – Halk Meclisi Binası

✶ İlgili Yerler