Laodikeia ve Aphrodisias arasındaki en kısa güzergah üzerinde, dağlık geçit bölgesinde kurulmuştur. Karia ve Frigya arasında da sınır kentidir.

Bulunduğu bölge için­de önemli bir konuma sahip olan bu kent, MÖ II. yüz­yılda Pergamonlular zamanında, adı değiştirilerek ön pla­na çıkarılmıştır. Attoudalılar Hellenistik Dö­nem’de yaka­ladıkları bu şansı, antikçağ boyunca hep korumuş ve de­vamlı gelişme göstermiştir. Buraya yaygın olarak mer­merin getirilip yapılar inşa edilmesi, buluntulara göre MS I. yüzyıldan itibaren başlamış ve özellikle MS II. yüz­yılda artmıştır. Attouda’da tespit edilenler, bir dağ kenti için oldukça ileridir. Antikçağda Salbakos Dağı üzerinde bu çevrede bu­lunan küçük yerleşimlerin dini, ekonomik ve siyasi an­lamda toplandığı yer burası olmalıdır. Bu nedenle böl­genin ticari merkezinin de burası olduğu açıktır. Böy­lelikle insanlar buradaki pazarlarda toplanmış ve hem ge­tirdikleri ürünü satmışlar hem de buradan gerekli olan ihtiyaçlarını satın alarak gitmişlerdir. Bu hareketlilik, bu çevre için ulaşımı kolay Attouda’ya, ticaret merkezi ol­ma imkanı sağlamış ve ciddi anlamda ekonomik zengin­lik kazandırmıştır. Bulunduğu yer nedeniyle büyük ta­rım alanları olmadığından, burada hayvancılığa ağırlık verilmiştir. Bu bir anlamda dağ kentlerinin bir kaderi olmakla birlikte, çoğu yerleşim bunu Attouda örneğinde olduğu şekilde avantaja dönüştürememiştir. Bu ticari ha­reketliliğin burada son zamanlara kadar devam ettiği anlaşılmaktadır.

Attouda Hisar Antik Kenti, Bilal Söğüt