Bezircioğlu Konağı, farklı dönemlerde inşa edilmiş üç ayrı yapı kitlesinden oluşan çok bölümlü bir konuttur. Yapının bir bölümü 1900’lü yılların başlarında, diğer bölümü ise 1947 yılında inşa edilmiştir. 1947 yılında ya tamamen yıkılan bir evin yerine bu yapı inşa edilmiş ya da mevcut yapı kapsamlı bir onarımdan geçirilmiş olabilir. Döşemelerde ve çatıda beton kullanımının bu tarihe ait olduğu düşünülmektedir. Cephenin de bu dönemde yenilendiği tahmin edilmektedir. Konağın ilk kim tarafından inşa edildiği belli değildir. Ancak 1949 tarihli tapu kayıtlarına göre konak Saadet Bezircioğlu’na ait olup, daha sonra Erciyes Üniversitesi mülkiyetine geçmiştir.

Yapı, yaklaşık 400 m²’lik bir arsa üzerinde konumlanmıştır. Avlu, kuzeyde sokağa bitişik 4,5 metre yüksekliğinde taş bir duvarla, diğer yönlerde ise 10–12 metreye ulaşan komşu yapıların duvarlarıyla çevrilidir. Bu yüksek duvarlar ve komşu evlerin avluya açılmaması, konağa tam bir mahremiyet sağlar. Yaklaşık 25 metre uzunluğunda ve 10 metre genişliğindeki avlu, ferah ve sakindir.

Konağın planı üç ayrı kitle hâlinde düzenlenmiştir. Yapılar sokağa açılmamakta ve dışarıdan yalnızca görünebilmektedir. Ana giriş, sokak kotundaki taşlık vasıtasıyla sağlanır. Taşlığın doğusunda bir hela, açık lavabo ve üst kata çıkan merdiven basamakları yer alır. Doğu duvarında, komşu eve açıldığı anlaşılan ve muhtemelen harem ile selamlık arasında bağlantı kuran bir kapının izleri bulunmaktadır. Lavabonun üst kısmında yer alan “Bezircioğlu 1947” yazısı, bu kısmın veya çeşmenin inşa tarihine işaret etmektedir.

Birinci Kitlesel Yapı, doğudaki iki katlı bölümdür. Zemin katta kare planlı bir sofa, bir harem odası ve bir hamamdan oluşmaktadır. Sofa, camlı bir bölmeyle ikiye ayrılmıştır; girişe yakın kısmı hol işlevi görmektedir. Döşemede taş malzeme kullanılmış, renkli taşlarla merkezî bir kare göbek oluşturulmuştur. İç kısım geleneksel ahşap tavan, gömme dolaplar ve zarlarla bezenmiştir. Sofa, diğer geleneksel örneklere kıyasla daha düşük tavanlı ve küçük ölçülüdür. Kuzeyde yer alan 6 m²’lik hamamda, 110 cm yüksekliğe kadar karo mozaik kaplama, odunla çalışan bakır kazanlı termosifon ve yer süzgeci bulunmaktadır.

Harem odası, ortadaki şerbetlik ve yanlardaki dolaplarla simetrik düzenlenmiştir. Bahçe cephesine açılan iki pencere 130 × 160 cm ölçüsündedir. Oda, yeşil, sarı ve portakal tonlarında bitki motifli zarlarla çevrilidir. Tavan, kahverengi tonlarında boyalı olup vereville çakılmış çıtalarla süslenmiştir. Üst katta terasa açılan bağımsız iki oda bulunmaktadır. Güneydeki odada, avluya bakan iki pencereye ek olarak, tavana kadar yükselen güney cephesine açılan iki yüksek pencere daha yer almaktadır.

İkinci Kitlesel Yapı, güneydeki tek katlı mutfak ve odadan oluşmaktadır. Mutfak taş döşelidir, tek penceresiyle avluya açılır. Dökme mozaik bir eviye, ocak ve duvar içi dolaplar yer alır. Ahşap döşemeli oda, mutfağa göre 25 cm yukarıdadır. Güney duvarında dolaplar bulunur. Çatısı betonarme plakla örtülmüştür. Pencere oranları geleneksel olsa da beton çatı, bu bölümün 1940’lı yıllarda yapıldığını veya yenilendiğini göstermektedir.

Üçüncü Kitlesel Yapı, batıdaki iki odalı ve bodrumlu birimdir. Taş döşemeli 13 m²’lik bir giriş odası ve 18,5 m²’lik ahşap döşemeli iç odadan oluşmaktadır. İç odanın batı cephesi dolaplarla donatılmıştır. Çatısı, geleneksel yöntemle direklerle kapatılmış ve toprakla örtülmüştür. Girişteki ocak ve çinko çatılı sundurma ile birlikte bu bölüm bağımsız kullanılabilecek niteliktedir. Bodrum alanı da bu yapıya dâhildir.

Üç yapı kitlesi, kuzey ve doğuda taş döşeli yollar ve teraslarla birbirine bağlanmaktadır. Girişten yaklaşık 100 cm daha aşağıda yer alan bahçenin ortasına bir havuz yerleştirilmiştir. Havuz, dört taş kolon üzerine oturtulan ve beşik tonoz izlenimi veren demir çatkı ile örtülmüştür. Bu çatkı, sarmaşıklarla kaplanarak yeşil bir çardak oluşturmuştur.

Taş döşemeli alanlar, bahçeden taş babalar ve çift sıra yatay lama demirlerle ayrılmıştır. Sofa kapısının önündeki babalar, taştan oyma kaideler hâlinde saksı işlevi görmektedir. Hanımeli ve sarmaşık bitkileri bu alanlarda yoğun biçimde kullanılmıştır. Taşlık alanın sınırlarını belirleyen dekoratif demir parmaklıklar da bahçeye estetik katkı sunar.

✶ Medya