Emir Ali Türbesi, Kayseri
Emir Ali Pişrev Türbesi olarak da bilinir.
- Tür: Türbe
- Kültür: Eretna
- Yüzyıl: 14. yy
- Bölge: Türkiye, İç Anadolu Bölgesi, Kayseri, Melikgazi
- Durum: Erişilebilir
Emir Ali Türbesi 1351 yılında Emir Ali tarafından inşa edilmiştir. Yapı, Eretnaoğulları Beyliği’nin (1335-1381) Kayseri’de hüküm sürdüğü dönemde inşa edilmiş olup, Anadolu’daki Ortaçağ türbelerinin karakteristik özelliklerini taşıyan iki katlı düzeniyle dikkat çeker. Mumyalık bölümüyle birlikte tasarlanan türbe, kuzey-güney doğrultusunda 8,60 x 7,40 metre ölçülerinde, kareye yakın dikdörtgen planlı ve düzgün kesme taştan yapılmıştır. Gövde ile mumyalık kısmı bir kornişle birbirinden ayrılmıştır.
Türbenin ana girişi kuzeye açılmaktadır. Giriş, dikdörtgen bir niş içine yerleştirilmiş olup yüksekçe iki kollu bir merdivenle çıkılmaktadır. Kapının her iki yanında ince sütunlar bulunur. Taçkapının kavsara kemeri mukarnaslı bir düzenle sonlanır ve üst kısmında kör sivri kemerle taçlandırılmıştır. Bu kemerin tepe noktasında, beyaz mermer üzerine sülüs hatla yazılmış Arapça kitabe yer alır. Kitabede türbe “müşhed” olarak anılmış, yani Emir Ali Pişrev’in mezarı aynı zamanda ziyaret edilen kutsal bir mekân olarak nitelendirilmiştir. Kitabede H.751/M.1350 tarihi yazılıdır ve bu tarih yapının inşa yılına işaret etmektedir.
Türbenin üst katındaki mescid mekânı sivri beşik tonozla örtülüdür. İç mekân, doğu, batı ve güney cephelerde açılmış üç küçük dikdörtgen pencereyle aydınlatılmaktadır. Girişin tam karşısında, kıble yönünü gösteren mihrap yer alır. Mihrap düz silmeli bir bordürle kuşatılmış olup, nişi dört sıra mukarnaslı kavsaraya sahiptir. Mescid zemini kesme taş kaplamalıdır.
İçeride başlangıçta iki mermer sanduka bulunmaktaydı. Bunlardan biri üzerinde şu yazı yer almaktadır:
“Hādhā qabr al-amīr al-marḥūm al-saʿīd ʿAlī ibn ʿUmar al-maʿrūf Pīşrev raḥmat Allāh … tuwuffiya fī niṣf shahr Ramaḍān al-mubārak sanat khamsīn wa sabʿamāʾa.”
Bu ifade Türkçeye şöyle çevrilebilir:
“Bu, merhum ve saadetli Emir Ali bin Ömer’in, Pişrev diye bilinenin kabridir. Allah rahmet eylesin. Mübarek Ramazan ayının ortasında, 750 yılında vefat etmiştir.”
Diğer sandukada H.753/M.1353 tarihi görülmekteyse de, üzerindeki yazılar tahrip olduğundan kime ait olduğu anlaşılamamaktadır. Her iki sanduka 20. yüzyılın sonlarında Kayseri Arkeoloji Müzesi’ne taşınmıştır.
Alt katta yer alan mumyalık bölümü, kuzeydeki taçkapıya çıkan iki kollu merdivenin altındaki düz lentolu kapıdan girilerek ulaşılır. Zeminden 50 cm aşağıda yer alan bu bölüm de sivri beşik tonozla örtülüdür. Ancak burası penceresiz ve karanlık olup günümüzde boştur; burada daha önce kimlerin gömülü olduğuna dair bilgi bulunmamaktadır.
Türbenin süsleme açısından zengin olmadığı, daha çok mimarî sadelik ve taş işçiliğiyle ön plana çıktığı görülür. İnşasında düzgün kesme taş kullanılmıştır. Yapıda biri giriş kapısı üzerinde, diğeri sanduka üzerinde olmak üzere iki kitabe yer almaktadır.