Sarnıcın tonozunda yapılan çalışmalarda; pişmiş toprak tuğla ölçüleri ve derz dolgusundan yola çıkarak yapının Bizans Dönemi X-XII. Yy.’a tarihlenebileceği düşünülebilir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken şey bu tarihlemenin sarnıç tonozuna ait olduğudur.

Doğal kayaya oyulmuş olan sarnıcın bedeninden bir tarihleme yapmak olasılığı çalışmanın bu evresinde mümkün değildir. Yani bu durumda bir ihtimal olarak sarnıcın başka dönemlerde kayaya oyulmuş olup daha geç bir dönemde, bir Bizans Döneminde, tonuzunun yapılmış olup kullanıma devam etmiş olma ihtimali vardır. Sarnıç içinde yapılması gereken çalışmalar teknik imkânlar ve iş güvenliği eksikliği sebebiyle yapılamamıştır. Ancak tonozdan yola çıkarak bu sarnıcın Bizans sarnıcı olarak görmesi şimdilik muhtemeldir.

Sarnıç İbrahim Paşa’nın yaptığı inşaların sonucu olmasa da, çeşme ile de bir bağlantısı bulunmaktadır. Sarnıç etrafından yapılan kazılarda ortaya 3 adet su kanalı çıkmıştır. Bu su kanallarından birisi hemen yanı başındaki hamama, bir diğeri İbrahim Paşa çeşmesi istikametine, bir diğeri ise sarnıçtan çıkıp batı istikametine doğru gitmektedir. Tam bu noktada ise bugün ayakta olmayan, Gebze Çoban Mustafa Paşa Külliyesi’ne ait Han bulunduğu bilinmektedir. Yani bu durum çok açıktır ki Gebze Çoban Mustafa Paşa Külliyesi söz konusu bu sarnıçtan yaklaşık olarak kuş uçumu 200 metre kadar uzağa konumlanmış olmasına rağmen suya birinci derecede ihtiyaç duyan Hamam ve Han yapıları sarnıcın hemen yanı başına inşa edilmiştir. Yani bir Bizans sarnıcı, Klasik Dönem Osmanlı Külliyesinin yerleşiminde etkili olmuş, yerleşim planını şekillendirmiştir. Bu hadise, daha genel perspektiften bakıldığında Osmanlı şehir plancılığı konusunda bize önemli ipuçları sunmaktadır. Daha sonraki yüzyıllarda yine sarnıca yakın konumlanan İbrahim Paşa Çeşmesi’de bunun bir
göstergesidir.

Gebze’de Bir Sarnıç

✶ Medya