Agoranın kuzeydoğusundaki geniş bir düzlükte yer alır. Tapınağın içinde bulunduğu temenos; sütunlu bir galeri ile çevrilidir. Dor düzenindeki galeri düzgün bir dörtgen şeklinde tasarlanmamıştır. İnşasında mermer ve kıyıtaşı kullanılmıştır. Temenosa giriş kuzeydeki İon düzeninde bir propylon ile sağlanmıştır. Galerinin doğu kanadı tapınağın önündeki antalarla birleşir. Kanadın her iki köşesinde kalp biçimli birer sütun kullanılmıştır. In antis planlı olan ve kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda inşa edilen tapınak Dor düzenindedir. Naosun üçte biri uzunluğunda bir pronaos ve kareye yakın naostan meydana gelir. Yapılan incelemelerde kullanılan mermer malzemenin devşirme olduğu anlaşılmıştır. Yapılan araştırmalar ve gözlemler sonucunda; sondajlarda bulunan çanak çömlek parçalarının da yardımıyla; tapınağın en geç MÖ 1. yüzyılın ikinci yarısında yapılmış olması gerektiği anlaşılmış; naos tabanının altında bulunan ve Maximus Caesar Germanicus’a ait olan sikke de; binanın son olarak MS 3. yüzyılda kullanıldığını göstermiştir.

Yuvarlak Yapı, Teras Tapınağı’nın eksenine teğet olarak inşa edilmiştir. Peristasis; eksedra ve ortasındaki yuvarlak bir sunaktan oluşan yuvarlak yapının inşasında mermer ve kıyıtaşı kullanılmıştır. Teras Tapınağı’nda olduğu gibi mermer malzeme devşirmedir. Bir iç; bir de dış stylobata sahip olduğu anlaşılan yapının; 14 sütunu olduğu ve sütun aralarının belli bir yüksekliğe kadar bir parapetle kapatıldığı düşünülmektedir. Peristasisin bir girişi olmadığı ve üstünün bir çatı ile örtülmüş olduğu ileri sürülmüştür. Sunak; yuvarlak avlu ve içeri giriş vermeyen peristasisi ile bu yuvarlak yapının; kentin kurucusu ile ilişkili bir kutsal alan; bir Abaton-Heroon olduğu ileri sürülmüştür. Yuvarlak Yapı; üzerine inşa edildiği dolgudan gelen malzemeye dayanarak; en erken MÖ 1. yüzyılın ikinci yarısına tarihlendirilmektedir. Sunağın önünde yapılan sondajda; peristasis tabanının 6.5 m aşağısında; 3.5 m yüksekliğinde piramidal bir taş ortaya çıkarılmıştır. İki parça halinde kırık olarak ele geçen bu taşın hemen yakınında kül artıkları; çeşitli hayvan kemikleri; renkli çakıl taşları ve birçok çanak çömlek parçası bulunmuştur. Buluntular taşın bir kült objesi; bir baitylos olduğunu gösterir. Sondajdan elde edilen siyah firnisli çanak çömlek parçaları MÖ geç 5. yüzyıl; erken 4. yüzyıla; diğer kap parçaları ise en geç MÖ 4. yüzyılın ortalarına tarihlenmiştir. Bir sonraki evrede baitylosun 12×8 m boyutlarındaki bir duvarla çevrildiği tespit edilmiştir. Duvara ait herhangi bir girişe rastlanmamıştır. Uzun kenarlar yaklaşık 2 m genişlikteyken; kuzey duvar genişliğinin 5 m’ye ulaşması; eğimden ötürü bu yönden gelen erozyonu önleme amacına bağlanır.

Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri – Kaunos

✶ Medya

✶ İlgili Yerler