Selahattin Hamamı
Selahaddin Hamamı, Lala Muslihiddin Hamamı, Atabey Hamamı olarak da bilinir.
- Tür: Hamam
- Kültür: Eretna
- Yüzyıl: 14. yy
- Bölge: Türkiye, İç Anadolu Bölgesi, Kayseri, Melikgazi
- Durum: Erişilebilir
Selahattin Hamamı veya Atabey Hamamı olarak da bilinen yapı, 14. yüzyılın ortalarında inşa edilmiş olabileceği kabul edilen çifte planlı bir hamamdır. Erkekler kısmı dört eyvanlı ve dört köşe halvetli, kadınlar kısmı ise tek eyvanlı ve üç halvetlidir. Kadınlar bölümü kuzeydoğu köşeden batıya doğru daraldığından plan bakımından tam bir simetri göstermez. Her iki bölümde mekânlar doğudan batıya doğru soyunmalık, soğukluk, sıcaklık, su deposu ve külhan düzeninde sıralanmıştır.
Erkekler soyunmalığına doğu cephedeki kapıdan girilir. Kapının kuzeyinde bir dikdörtgen pencere, güneyinde ise kapatılmış bir pencere bulunur. Zemine üç basamakla inilir; doğu-batı yönünde atılmış üç sivri kemer mekânı dört bölüme ayırır. Bu bölümlerden biri betonla, diğerleri kuzey-güney yönünde beşik tonozlarla örtülüdür. Aydınlatma, kapının iki yanına ve üstüne açılan pencereler ile tonoz tepesindeki ışık gözlerinden sağlanır. Zemindeki orijinal mermer döşemelerin bir kısmı korunmuştur. Güneydoğu köşedeki kapı dışarıya, güneybatı köşedeki kapı ise kadınlar soyunmalığına açılır. Kuzey, doğu ve batı cephe boyunca uzanan teras kat ise yakın dönemde eklenmiştir.
Soyunmalığın batısından geçilen soğukluk bölümü, iki sivri kemerle üç kubbeli kısma ayrılmıştır. Aydınlatma için batıdaki kubbede bir, doğudaki kubbede dokuz, ortadaki kubbede ise yirmi bir ışık gözü vardır. Doğu duvarında ayrıca şevli dikdörtgen pencere bulunur. Batıdaki kubbeli bölümde soyunma kabinleri, doğudaki bölümde ise tuvalet düzenlemesi yer alır.
Sıcaklık mekânı dört eyvanlı ve köşe halvetlidir. Merkezi kubbe pandantiflerle taşınmış, eyvanlar aynalı tonozlarla kapatılmıştır. Ortadaki kubbede yirmi beş ışık gözü, doğu-batı-kuzey tonozlarında dörder, güney tonozunda ise iki dikdörtgen ışık gözü vardır. Merkezde sekizgen göbek taşı yer almakta, eyvanlarda kurnalı sekiler sıralanmaktadır. Güneydoğudaki büyük halvet iki kubbeyle örtülmüş ve günümüzde sauna olarak kullanılmaktadır; içi iki kademeli mermer oturma sekileriyle çevrilidir. Diğer halvetlerde de sekiler, kurnalar ve ışık gözleri dikkat çeker.
Kadınlar soyunmalığına kuzeybatıdaki basık kemerli kapıdan girilir. 1971–72 yıllarındaki onarımlarda üst örtü betonarme ile değiştirilmiş, aynı zamanda bir teras kat eklenmiştir. Soğukluk bölümü tonoz örtülü olup üç ışık gözüyle aydınlanır; kuzey duvarında bir niş, batı ve kuzey duvarlarında ise sekiler vardır. Güneybatıdaki kapı tuvalet ve traşlıkların bulunduğu mekâna açılır; bu bölüm beşik tonozla örtülüdür ve üç kare ışık gözüyle aydınlatılır. Kuzey cephede iki tuvalet, batı cephede bir traşlık yer almaktadır.
Sıcaklık kısmına girişteki ilk bölüm beşik tonozla kapatılmış ve yedi kare ışık gözüyle aydınlatılmıştır. Güneydeki ikinci dikdörtgen bölüm tromplarla kubbeyle, yan kısımları beşik tonozlarla örtülmüş ve pencerelerle ışıklandırılmıştır. Buradaki eyvanlardan doğudaki halvete geçilir; tonoz örtülü bu bölüm üç ışık gözüyle aydınlanır ve kurnalı sekilerle çevrilidir. Güneydoğu köşedeki ikinci halvet iki ışık gözüne sahiptir; sekiler ve kurnalarla donatılmıştır. Güneybatı köşedeki üçüncü halvet ise dört ışık gözüyle aydınlanmakta, batı duvarında geniş bir niş taşımaktadır ve günümüzde sauna işlevi görmektedir.
Her iki bölümün sıcaklık kısımları boyunca su deposu uzanır ve üzeri beşik tonozla örtülüdür. Su deposunun güneyindeki yamuk planlı külhan betonla kapatılmıştır. Cehennemlik ve tüteklikler işlevini yitirmiş, yapı buhar ve kalorifer sistemiyle ısıtılmaya başlanmıştır.
Süsleme bakımından yalnızca erkekler soyunmalığı kapısının üzerindeki çark-ı felek ve selvi kabartmaları dikkat çekmektedir. Malzeme olarak duvarlarda kaba yonu taş, kapı ve pencere söveleriyle kemerlerde kesme taş, zeminlerde ise mermer kullanılmıştır. 1972 onarımında soğukluk ve sıcaklık mekânlarının zeminleri ile duvarların alt kısımları mermer kaplanmıştır.
Kitabesi bulunmayan yapı, arşiv kayıtlarına göre 1500 yılında Lala Camii vakıfları arasında, 1547’de ise Hacı Kılıç Camii vakıfları arasında yer almıştır. Ahmet Nazif Efendi, hamamın Eretna Beyi Mehmet Bey’in Atabeyi tarafından yaptırıldığını ileri sürmektedir. Buna paralel olarak Hüseyin Bey’in hamamı kendi vakfına dâhil ettiği ve mülkiyetini Selçuklu dönemi Lala Külliyesi’nden alarak gelirlerini vakfının kaynaklarına kattığı bilinmektedir. Bu sayede hamamın işletme gelirleri, Hacı Kılıç Camii ve imareti gibi hayır eserlerinin giderlerini karşılamıştır. Daha sonraki belgeler ise mülkiyetin Güpgüpoğlu (Güpgüp-zâde) Vakfına geçtiğini ve günümüzde de resmî olarak bu vakfın mülkü olduğunu göstermektedir.
Selahattin Hamamı, tarih boyunca çeşitli onarımlar görmüş, vakıf silsilesi içinde el değiştirmiş, ancak özgün çifte hamam düzenini muhafaza ederek günümüze ulaşmıştır.




✶ İlişkili Yerler