Kentin kuzeyinde, İlkçağ ve ortaçağ akropolisi üzerinde yer alan kale bugün harap bir durumdadır. 150 m yükseklikte bir tepe üzerinde dört köşeli bir satıh üzerine yerleşmiştir. Emeviler, Danişmendliler, Bizanslılar ve Haçlılar tarafından kuşatılmış olan kale Anadolu’da Yeniçerilerin kaldırılmasından önce terk edilmiştir. Bugün kalenin Bey kapısı tarafındaki iki yüksek sur parçası görülebilmektedir. Duvarların Geç Ortaçağ’da yapıldığı malzemesinin devşirme, moloz taş, tuğla ve harç olmasından anlaşılmaktadır. Genellikle bütün kalelerin tek yolu kalenin doğusuna düştüğünden kapının da bu cephede bulunması gerekmektedir. Kale üzerinde boyu 200 m, eni 100 m civarında olan düzlükte birçok mimari parça ele geçmiştir. Eski akropolis alanı içinde, yakın dönemde yapılmış olan park düzenlemesi sırasında ortaya çıkarılan iki sütun başlığı da türbenin bitişiğine bırakılmıştır. Ele geçen mimari parçalar ve yüzeyde görülen seramikler burada Geç Roma –Erken Bizans Geçiş Dönemine ait bir yerleşimin varlığını düşündürmektedir. Kalenin bulunduğu alanda bugün kaleye ait sur parçalarından başka Roma Çağına ait kaya mezarları, kaya tüneli, sarnıç ve Türk – İslam Çağına ait Kara Tekin Türbesi bulunmaktadır.

Çankırı Kültür Envanteri