İsmini verdiği Alemdağı üzerinde ve bu dağın köye bakan yamaçlarında ve oldukça yüksek bir mevkidedir. Alemdağı-Şile Yolu’nun sol tarafında bulunan bu açık türbe, bugün askeri bölge içinde kalmış bulunduğundan çok bakımlıdır.

Türbeye, Kışla Otobüs Durağı’nda indikten sonra, önünüze çıkan asfalt yoldan gidilir. Yolun iki başında birer bakkal dükkânı vardır. Takriben kırk dakika yüründükten sonra varılır. Diğer bir yol da, Alemdağı Köyü içinden geçmektedir. Alemdağı merkezinde otobüsten indikten sonra soldaki yola sapılır. Biraz ileride ve solda 1972 tarihinde yapılan yeni cami vardır. Daha sonra da dört yol ağzı mevkiindeki eski köy meydanına varılır. Burada set üzerinde bir kahve, Ermeni Kilisesi iken sonradan cami haline getirilen ve yeni cami yapıldıktan sonra terk edilen mabetle birlikte onun yan tarafında ve yol üzerinde de kitâbesiz bir çeşme vardır. Çeşmenin önündeki yoldan 40 dakika kadar yüründükten sonra türbenin önüne varılır. Etrafını alçak bir duvarın çevirdiği Alemdar Baba kabrinde kitâbeli bir taş yoktur. Üzerinde her zaman iki Türk Bayrağı dalgalanmaktadır.

Alemdar Baba Kimdir?

Türklerin Anadolu’ya yerleşmesinde büyük emeği geçen Alemdar Baba, ünlü bir Türk kumandanı olup asıl adı Tur-Hasan Beydir. Bundan bozma olarak Turasan veya Torasan isimleriyle de anılır.

Battal Gazi Destanı’nın bir devamı olan Daniflmendname’ye göre, merkezi Malatya’da bulunan Danişmendliler emaretinin kurucusu ve Sultan Melik Şah’ın (1072-1092) ümerası Emir Danişmend Ahmed Gazi (öl. 1104 Niksar) “Hazreti Peygamber’in bir işareti ile Rum (Anadolu) gazasına memur olur.” Cihada başlamak için Bağdat’a Halife’ye adam gönderip izin ister, Halife de Danişmend Gazi’ye ve Turasan Bey’e ferman yazar, onlara hil’at ve sancak ile, Battal Gazi (öl. 740 Seyitgazi) ve Ebu Müslim’in (öl. 755) bayraklarını da gönderir.

Turasan Bey, yanında Ömer Bey ve diğer bazı kumandanlar bulunduğu halde İstanbul’a doğru ilerlemiş ve bu sırada Kocaeli Yarımada sı’nda pek çok fütuhatta bulunduktan sonra Alemdağı’na gelmişti. Burada bir kale yaptıran Turasan Bey, Selçukîler’in Danişmendliler’in müşterek bayrağı olan meşhur siyah alemlerini kalenin burçlarına dikmişti. Bu alemlerin dikilmesinden ötürü halk arasında dağ, Alemdağı; kendi de Alemdar Baba ünvanıyla anılmaya başlanmıştır.

Anadolu’nun ünlü fatihi, eşsiz kahraman Kutulmufloğlu Süleyman Şah da (1075-1086) işte bu sıralarda, 1078’de askerleriyle ilerleyerek Üsküdar’a varmış ve Küçük Çamlıca Tepesi’nden “azameti ve servet ve sâmanı bütün şarkta bir efsane haline gelmiş bulunan bu meşhur şehri temaşa eylemiş ve ileride açmağı tasavvur ettiği bu büyük beldeye hayretle bakmıştı.”

Türk kuvvetlerinin Boğaziçi kıyılarından uzaklaştırılması için, 1081’de harekete geçen Bizans İmparatoru Alexis Komnenos (10811118) bazı başarılar elde etmişti. Bu başarıyı kendisine kâfi gören İmparator “Süleyman Şah’a müracaat ederek muayyen bir vergi vermek mukabilinde sulh istemişti.” Maltepe Atış Okulu civarında, Kaynarca Ovası’nın güneyindeki Davut Köy Harabeleri civarındaki kaynağından çıkıp, Dragos Tepesi’nin (Orhan Tepe) batı tarafında denize ulaşan, Dragos veya Balıklı Ayazma Deresi isimleriyle anılan çay, Türk ve Bizans Devletleri arasında hudut kabul edilmiştir.

Tur-Hasan Bey’e ait Anadolu’nun başka yerlerinde de makamlar ve ziyâretgâhlar vardır. Alemdağı’ndaki türbesi de ünlü bir ziyâretgâh idi. Orta ve Batı Anadolu’da onun ismini taşıyan pek çok köy mevcuttur ki, bu da ne derece yaygın bir dinî ve millî şöhrete ve kendisine mensup boylara sahip olduğunu gösterir.

Merhum Prof. O. Turan Bey, Selçuklular Zamanında Türkiye adlı eserinde Tur-Hasan Bey’in, Kapodokya (Kayseri ve dolayları) Emiri Hasan Bey olduğunu ileri sürmektedir. Emir Hasan Bey, I. Kılıç Arslan’ın (1092-1107) yanında, I. Haçlı Seferi (1096) sırasında pek çok kahramanlıklar göstermiş, çok şehid vermiş, kadın ve çocuklarını götüremeyerek sonradan kendi adı ile anılan, Niğde’nin güneybatısındaki Hasan Dağı’na çekilmiş ve burada yaptığı savaşlarda kardeşi Halil Bey’i de kaybetmiştir. Bu harplerdeki üstün başarısından ötürü kendisine ‘Ebu’l-Gazi’ ünvanı verilmiş olan Hasan Bey’in namına Hasan Dağı’nda türbe ve ziyaretgâhlar yapılmıştır. “Hasan Bey adı ve türbesi Niğde’de aynen muhafaza edildiği halde başka yerlerde o şeyh ve veli sıfatlarıyla Turasan olmuştur.”

1096 tarihinde sağ olan Hasan Bey’in hangi tarihte vefat ettiği malûm değildir.

XVI. yüzyıl tarihçisi Cenâbî Mustafa Efendi (öl. 1590 Halep) Tarih-i Cenabî diye bilinen “El-eylemü’z-zâhir fi ahvâi’l-evail ve’l-evahir” adlı eserinde “Sultan Torasan Kostantiniye tarafına gitti. Çok futühat yaptı… Daima İstanbul kafirleri ile ceng ederdi. Nihayet yardım gelmediği için orada şehid oldu. Hâlâ bu dağa ziyaret ve dua için giderler.” dediğine göre Tur-Hasan Bey’in 1100 tarihlerinde şehid olduğu ve kabrinin de burada bulunması lâzım geldiği kabul edilebilir. Fakat adına yapılmış makamlar ve türbeler de vardır.

Battal Gazi kadar ünlü ve meşhur olan TurHasan Bey’in muasırı Bizans Prensesi Anna Komnnena (1083-1148) inzivaya çekildikten sonra yazdığı tarihinde Tur-Hasan Bey’den Asen adıyla bahsetmekte ve 1. Haçlı Ordusu’na karşı Kılıç Arslan’la müttefik olarak Ereğli (Konya) önünde, Danişmendli Emir Gazi’nin yanında Asen adlı bir kahramanın (satrape) bulunduğu ve onun bütün Kapadokya’ya (Kayseri ve dolayları) hakim olduğunu ve Batı Anadolu’ya kadar da seferler yaptığını yazar.

Alemdağı civarındaki Ömerli (Ömer-ili), Kurtdoğmuş (Kutulmuş) ve Emirli (Emir-ili) köyleri bu sırada fethedilerek ünlü Türk kumandanlarının isimlerini almışlardır.

Evliya Çelebi, Üsküdar’ın en güzel mesireleri olduğunu söylediği Alemdağı ile Çamlıca’da nice “âlemler edip oradan aşağıya Göksu’da zevk ve safâlar ederdik” demektedir.

Kaynak: Yüzyıllar Boyunca Üsküdar, Sayfa 526