Hacı Kılıç Mezarlığı, geçmişte Kayseri şehir merkezinde, Serçeönü Mahallesi sınırları içerisinde yer alıyordu. Adını hemen doğusunda bulunan Hacı Kılıç Camii’nden alan bu mezarlık, caminin karşısından başlayarak Sahabiye Medresesi’ne kadar uzanan geniş bir alanı kaplamaktaydı. Bugün tamamen ortadan kalkmış olan bu mezarlık, bir dönem Kayseri’nin en büyük ve en önemli defin alanlarından biri olarak bilinmekteydi.

Mezarlık alanı içerisinde, dikkat çekici şekilde eski bir Roma mezar anıtı da bulunmaktaydı. İlk olarak Roma döneminde inşa edilen bu yapı, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde türbe olarak kullanılmaya devam etmiş ve böylece bölgenin çok daha eski çağlardan itibaren mezarlık alanı olarak kullanıldığını düşündürmüştür. Roma mezarı ile Hacı Kılıç Mezarlığı arasında bir araba geçecek kadar dar bir yol bulunduğu da kaynaklarda yer almaktadır.

Jean S. Euthychides tarafından çizilen 1882 tarihli Kayseri’nin en eski imar haritası, Hacı Kılıç Camii çevresinin çok geniş bir mezarlık alanı olduğunu açıkça göstermektedir. Bu belgelere göre mezarlığın büyüklüğü, Seyyid Burhaneddin Mezarlığı’nın yaklaşık iki katıydı. Hacı Kılıç semti halkının defnedildiği bu alanda, 1920’li yılların ortalarına kadar defin işlemlerinin devam ettiği tespit edilmiştir. Kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen bir yerleşime sahip olan mezarlık, şehrin kuzey sınırını oluşturmaktaydı.

Bu büyük mezarlığın geçmişteki görünümüne dair önemli görsel belgeler mevcuttur. 19. yüzyılda Kayseri’ye gelen Fransız bir kadın seyyahın çizdiği gravürde, Hacı Kılıç Mezarlığı ayrıntılı bir şekilde tasvir edilmiştir. Ayrıca, 1927 veya 1928 yılında Kayseri’ye gelen ünlü Fransız mimar ve seyyah Albert Gabriel’in Hacı Kılıç Camii’nin minaresinden çektiği fotoğraf da mezarlığın belgelenmesine katkı sunmuştur.

Günümüzde bu mezarlıktan hiçbir fiziki iz kalmamıştır. Ancak anlatımlara göre burada, özellikle Osmanlı dönemine ait süslemeli ve gösterişli mezar taşları bulunmaktaydı. 1928-1929 yıllarında Belediye Reisi Hacılarlı Muhittin Bey döneminde, İstasyon Caddesi’nin açılması için istimlak çalışmalarına başlanmıştır. Ancak bölgenin hem mezarlık hem de şehrin ileri gelenlerinin evleriyle kaplı olması, çalışmaları zorlaştırmıştır. Dönemin Valisi Fuat Tuksal’ın bazı kişileri koruması nedeniyle süreç daha da karmaşık hâle gelmiştir. Buna rağmen birçok yapı istimlak edilmiş ve cadde açılmıştır; böylece mezarlığın büyük bir bölümü ortadan kaldırılmıştır.

1939 yılında Belediye Başkanı Necmettin Fevzioğlu, Vali Şefik Soyer’in desteğiyle mevzi imar planını uygulamaya koymuş ve bu kapsamda Talas ve İstasyon Caddeleri genişletilmiştir. Mezarlığın geriye kalan kısmı da bu çalışmalar sırasında tamamen kaldırılmıştır. Mezarlığa ait bazı mezar taşları kaybolmamış, bunların bir kısmı Seyyid Burhaneddin Mezarlığı’na, bir kısmı ise Kayseri Arkeoloji Müzesi’nin Taş Eserler Deposuna taşınmıştır.

✶ Medya