Hadrianoi antik kenti, Orhaneli merkezinden Kusumlar Köyü’ne giden yolun üzerinde,  yolunun sağ tarafında ve ilçe merkezine 2-3 km. uzaklıkta kurulmuştur. Roma İmparatoru Hadrianus (MS 117-138) tarafından MS 123 veya 131 yılında av mahalli olarak kurulan bu kent, 1325 yılında Orhan Gazi tarafından fethedilinceye kadar bir tekfurluk olarak idare edilmiştir.

Orhaneli mezarlığının altından başlayarak Kusumlar yolu üzerinde yerleşim alanları, saray, kilise, gymnasium (okul) kalıntılarıyla mezarlar çıkmıştır. Saray kalıntılarından geriye kalan duvarın belirli bölümleri halen sağlam bir şekilde durmaktadır. Sağa sola dağılmış vaziyetteki kalıntılar arasında tuğlalar, kırık küp parçaları, dibek taşları, duvar taşları, kilisenin kırık sütunları bulunur. Orhaneli mezarlığının hemen alt tarafında antik kentin mezarlığı bulunur. Buradan Kusumlar Köyü istikametine doğru yüzeyde çok çeşitli kalıntılar görülebilmektedir. Çalılıkların kentin bazı kalıntılarını koruduğu, büyük bir kısmının üzerinde ise tarım yapıldığı, mezarların bazılarının kazıldığı, sürülmüş tarlalarda ise yoğun kerpiç, tuğla ve küp kalıntılarının çıktığı görülür. Antik kentten çıkan kalıntılardan bazıları Orhaneli Belediyesinin önündeki bahçede sergilenmektedir.

William John Hamilton, 1842 yılında kaleme aldığı Küçük Asya Araştırmaları adlı eserinde Orhaneli’ye uğramış ve antik Adranos kentinin kalıntıları hakkında şu bilgileri vermiştir;

Nehir kenarındaki harabeleri görmek için erken saatte başladık; ama doğu yönünde yarım saatlik at binmeden sonra alçak kayalık bir tepedede orta büyüklükte bir hisarın kalıntılarını, son zamanlarda tepenin eğimli eteklerinde küçük evlerin ve kulubelerin güvenlik için buhran dönemlerinde yaygınlaşıp hisarın etrafını sardığını görünce hayal kırıklığına uğradık. Hisar ortaçağda feodal beyliklerin Avrupada yaygınlaştığı bir dönemde yapılmış olmalı. Kale Rhyndacusun batı yada sol yamacında pek çok kuleler tarafından çevrelenip korunmakta imiş fakat maalesef şimdi hepsi harabe. Tepeye yakın bir yerde iki köprünün kalıntıları vardı. Biri modern çağlara ait diğeri ise muhtemelen kaleyle aynı zamanda yapılmış, eski mermer bloklardan yapılmış, iki kemerden oluşan ve nehrin ortasında hala iskelesi durmaktaydı. Eski köprüden güney batı yönüne uzanan kalker kayadan yapılmış yol muhtemelen Bergama (Pergamus) ve Bursa (Prusa) arasında en kısa çizgiyi oluşturmaktaydı.

Charles Texier de bu antik şehrin kalıntıları hakkında şu bilgileri verir;

Rhyndakus Irmağı, Apolloniatis Gölü’nden başlayarak 10 saatlik bir uzaklıktan sonra, eski kentin izlerini halen koruyan Edrenos kasabasına gelir. İmparator Hadrianus’un yaptırdığı bu Hadriani kenti Rhyndakus kenarında kuruludur. Kentin kıyısı bir Bizans şatosuyla korunmuştur. Fakat Hadriani kalıntıları buradan iki mil uzaktadır. Burada ilk göze çarpan yapı, kentin üç kemerden oluşan eski bir kapısıdır. Fakat duvar namına hiçbir şey yoktur. Kapının yapı tarzı oldukça basittir. Biraz ilerde bulunan dikkat çekici bir yapının kalıntıları da çevrede eski bir kentin yerini gösterir. Adının anlamı da buranın Hadriani kalıntıları olduğuna kuşku bırakmıyor.“

Adranos’un Fethi ve Yeni Keşifler – Ömer Faruk Dinçel