Hunat Hatun Haziresi
- Tür: Hazire-Mezarlık
- Kültür: Osmanlı
- Bölge: Türkiye, İç Anadolu Bölgesi, Kayseri, Melikgazi
- Durum: Erişilebilir
Hunat Hatun Haziresi, Ahmed Nazîf Efendi’nin ifadesiyle “Âlimler Bahçesi” olarak anılmış olup Hunat Hatun Kümbeti’nin batı tarafına bitişik konumlanmaktadır. Geçmişte hazirenin bulunduğu noktadan cami ile karşı tarafı birbirine bağlayan dar bir sokak geçmekteydi. Zamanla yapılan düzenlemeler sırasında bu sokak kapatılmış, mezarlar kaldırılarak cami alanına dâhil edilmiş, mezar taşları ise caminin hacet penceresi önüne bırakılmıştır. Günümüzde Hunat Camii’nin batı girişinde, kümbetin yanındaki camekânlı boşlukta, duvara yaslı hâlde bu mezar taşları hâlâ görülebilmektedir. Hazirede günümüzde 6 adet sanduka tipi mezar bulunmaktadır. Ayrıca yerlerinden sökülerek duvara dayalı şekilde konumlandırılmış 4 adet bağımsız şahide mevcuttur. Mezar tipleri ve başlık formları, bu kültürün Osmanlı döneminde yaygın olması nedeniyle, büyük ölçüde Osmanlı dönemine ait örneklerdir.
Mevcut sanduka tipi mezarların beşinde baş taşı korunmuş olup, altıncısının baş taşı muhtemelen zamanla koparak kaybolmuştur. Baş taşlarının ikisinde orijinal başlıklar hâlen mevcuttur; bunlardan biri örfî destarlı kavuk, diğeri ise dardağan tipi başlık olarak tanımlanabilir. Bu tipler, yüksek rütbeli sivil ve askerî görevlilere özgüdür. Kümbete bitişik konumları, Osmanlı döneminde vakıf veya şehir idaresinde önemli görevlerde bulunmuş seçkin kişilere ait olduklarını gösterir. Tüm sandukaların üst yüzeylerinde Arap harfli satırlar hâlinde oyulmuş kitabeler yer almaktadır. Sandukaların dördünde ayak taşı mevcuttur, geriye kalan ikisinde ayak taşları zamanla kopmuş olabilir.
Sanduka tipi mezarlar arasında en dikkat çekici olan örnek, baş taşının ölçülerinin normal büyüklükte olmasına karşın, sanduka gövdesi ile ona bitişik ayak taşının oldukça küçük ve kısa olmasıdır. Eski bir fotoğraftan anlaşıldığına göre bu mezarın baş taşında bir başlık bulunmaktaydı. Aynı fotoğrafta, günümüzde mevcut olanlardan çok daha fazla sayıda sanduka tipi mezarın bulunduğu ve çevrenin bugünkü gibi kesme taş kaplama değil, yeşil alan olduğu görülmektedir.
Duvarda yer alan dört bağımsız şahidenin tümünde Arap harfli kitabeler bulunmaktadır. Bunlardan yalnızca birinin başlığı vardır; bir diğerinde ise üstteki çıkıntı izinden, bir zamanlar başlık kısmının bulunduğu anlaşılmaktadır. Eski bir fotoğraftan, bu mezar taşlarının düzenlemeler öncesi dikili olduğu ve ayrıca geçmişte burada daha başka mezar taşlarının da mevcut bulunduğu anlaşılmaktadır. Başlığı olan tek şahide, Küçük Hacı Hafız Efendi’ye aittir, solunda çıkıntısı bulunmayan şahide taşı ise ayakucu şahidesini oluşturmaktadır.
1810’da Kayseri’nin Elmalı köyünde doğdu. Daha yedi yaşında hafız olarak “Küçük Hafız” unvanını aldı. Çocukluğundan itibaren Arapça, mantık, edebiyat, tefsir ve hadis dersleriyle ilim yoluna girdi. Büyük hocalardan ders aldı, onların vefatından sonra da öğrenmeye ve icazetini tamamlamaya devam etti. 1868’de İstanbul’da girdiği öğretmenlik imtihanını başarıyla geçti ve Kayseri’de resmî olarak da ilim öğretmeye başladı. Ancak onun asıl tesiri medreselerde ve camilerdeydi. Özellikle Kozanoğlu Medresesi’nde otuz yıla yakın ders verdi, Kur’an ve ilim sevgisini yaydı. Hafızasının kuvvetiyle “Ayaklı Kütüphane” diye anıldı. Geçim sıkıntıları yaşasa da ilimden kopmadı, Hunat, Kurşunlu ve diğer camilerde dersler vermeyi sürdürdü. 1873’te hacca gitti, dönüşünde yine talebe yetiştirmeye devam etti. 1889 Ramazan’ında vaaz verirken hastalandı, kısa süre içinde 1890’da vefat etti ve bu hazireye defnedildi. Ayrıca Küçük Hafız Efendi’nin hocası Göncüzade Kasım Efendi’nin de Hunat Camii haziresine defnedildiği bilinmektedir. Bu bilgi, Hafız Efendi’nin Hunat Medresesi’nde okuduğunu düşündürmektedir.



✶ İlişkili Yerler