Kayseri’nin şehir merkezinde, Cumhuriyet Meydanı’nda yer alan Saat Kulesi, Sultan II. Abdülhamid’in emriyle Kayseri Mutasarrıfı Haydar Bey’in girişimiyle 1906 yılında inşa edilmiştir. Yapının masrafları Vilayet Muhasebe-i Hususiyesi tarafından karşılanmış, mimarı olarak Tavlusunlu Salih Usta kayıtlara geçmiştir.

Kesme taştan inşa edilen kule; sekizgen gövdesi, şerefe benzeri balkon kısmı ve üzerindeki saat kadranlarıyla dikkat çeker. Tepesinde yer alan çan, saatin vurma sistemine bağlı olarak çalışmakta ve meydandaki zaman algısının kamusal bir düzene kavuşmasını sağlamaktaydı. Yapılış kitâbesini Ahmet Remzi Dede yazmıştır. Kitâbede şu beyitler yer almaktadır:

Gerekdi Kayseri şehrine bir zîbâ çalar saat,
Münebbih olmaga evkâtı halkı rûz u şeb hâlâ.
Cenâb-ı Mîr Haydar bende-i Şâh-ı keremperver,
Muvaffak oldu olsun kadd-i câh-ı an be an bâlâ.
Mücevher sâate benzetdi Remzî yazdı târihin,
Yapıldı mevkiinde kasr-ı sâathâne pek âlâ.
Sene 1324 (1906)

Bugün bu kitâbe Saat Kulesi’nde bulunmamaktadır.

Saat Kulesi’nin hemen yanında yer alan muvakkithane ise saatlerin doğru ayarlanabilmesi için gözleme dayalı zaman ölçümlerinin yapıldığı küçük bir yapıdır. Osmanlı şehirlerinde, özellikle cami çevresinde kurulan bu yapılar, vakit namazlarının doğru zamanlarda kılınabilmesi için gerekliydi. Kayseri’deki muvakkithane de bu işlevi yerine getirmek üzere Saat Kulesi’yle birlikte projelendirilmiştir. Kitabesine göre 1906 yılında tamamlanan yapı, küçük boyutlu, dikdörtgen planlı ve tonoz örtülü bir mekândan oluşur. Taş işçiliğiyle öne çıkan yapının cephesinde klasik Osmanlı süsleme unsurları sade bir biçimde yer bulmuştur.

Kayseri Saat Kulesi, Sultan II. Abdülhamid’in saltanatı döneminde, imparatorluk genelinde inşa ettirilen saat kuleleri geleneğinin bir parçasıdır. Bu kuleler, Abdülhamid’in merkezi otoriteyi pekiştirme, zamanı denetim altına alma ve modern devlet anlayışını görünür kılma politikalarının taşradaki yansımaları olarak değerlendirilmektedir. Saat kulesi, şehir halkına zamanı bildirmekle kalmayıp, modernleşme sürecinde Osmanlı devletinin düzen ve idare anlayışını da temsil etmektedir.

Cumhuriyet döneminde ise bu yapı sadece muvakkithane olarak değil, aynı zamanda Millî Mücadele yıllarında Sivas Kongresi’nden sonra Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin Kayseri Şubesi binası olarak da kullanılmıştır. 1924’te Kayseri’ye gelen Mustafa Kemal Atatürk, burada halkın taleplerini ve şikâyetlerini dinlemiştir.

✶ Medya