Halk arasında “Sahabiye Medresesi” olarak bilinen bu medresenin adı aslında yanlış bir söyleyişten kaynaklanır ve gerçek ismi Sahip Ata Medresesi’dir. Yapı, Türkiye Selçuklu Devleti’nin 13. yüzyılın önde gelen devlet adamlarından biri olan Sahip Ata Fahrettin Ali tarafından yaptırılmıştır. Kitabelerde medresenin 1276 yılında inşa edildiği belirtilse de, kaynaklarda 1267 yılında mescit ve çeşme ile birlikte yapıldığı bilgisi de geçmektedir.

Fahrettin Ali, Anadolu’nun Moğol hâkimiyeti altında bulunduğu dönemde önce Emîr-i Dâd (adalet bakanı), ardından da tam 35 yıl boyunca vezirlik yapmıştır. Zenginliği, hayır eserleri ve halka yönelik hizmetleriyle tanınmış; hatta bir defasında halkı Moğol baskısından kurtarmak için kendi hazinesinden 400.000 dirhem ödemiştir. Bu sebeple, halka karşı müşfik tavırları nedeniyle “koruyucu, kollayıcı” anlamına gelen Sahip Ata unvanıyla anılmıştır.

Medrese, dikdörtgen planlı, açık avlulu ve tek katlı olarak inşa edilmiştir. Anadolu Selçuklu mimari geleneğine uygun biçimde tamamen kesme taş kullanılmıştır. Ön cephesi orta boy bir kervansaray görünümündedir. Dışa taşan taç kapısı, geometrik taş işçiliği ve kenarlarındaki zikzaklı süslemeleriyle dikkat çeker. Ayrıca çörtenlerde ve kapı sütunlarının çevresinde boğa ve aslan figürleri yer almaktadır. Ancak zamanla meydan ve yolların yükselmesi nedeniyle yapı zeminde daha aşağıda kalmıştır.

Yapı grubuna ait mescit yıkılmıştır. Kayseri’nin en eski çeşmesi olan Sahabiye Çeşmesi ise yol düzenlemeleri sırasında asıl yerinden sökülerek medresenin güney cephesindeki bugünkü yerine taşınmıştır.

Zamanla halk arasında “Sahip Ata” adı kolay telaffuz sebebiyle “Sahabiye”ye dönüşmüş, böylece hem medrese hem de bulunduğu mahalle bu isimle anılmıştır. Ancak bu adlandırmanın İslami bir terim olan “sahabe” ile hiçbir ilgisi yoktur.

Bugün Sahip Ata Medresesi, sahaf ve kitapçılara ev sahipliği yapmakta ve ayrıca Büyükşehir Belediyesi’nin halka açık tesisi olarak değerlendirilmektedir.