Osmanlı Devleti’nin kuruluş devrinde, Ankara’nın Çamlıdere beldesinde yaşayan büyük velilerden. 1320(H.720) senesinde İsfahan’da doğdu. Babasının ismi Yahyâ olup, hazret-i Ömer’e dayanır. Çok zeki ve pek akıllı olan Ali Semerkandî küçük yaşta Kur’ân-ı kerimi ezberledi ve muhtelif kıraatlere göre okumasını öğrendi. Genç yaşında; tefsîr, hadîs, fıkıh ve tasavvuf ilimlerinde pek yüksek derecelere kavuştu. Mekke-i Mükerreme, Medîne-i Münevvere, Şam, Kudüs, Irak, Semerkand, Çamlıdere gibi pek çok beldelerde İslamiyet’i öğretmek, için dolaştı. Gördüğü bir rüya üzerine Çamlıdere havalisine geldi ve vefat edene kadar faaliyetlerine burada devam etti.

O tarihlerde Osmanlı payitahtı olan Bursa’da bir çekirge afeti olmuş, her tarafı çekirge kaplamış, mahsulleri ve çiçekleri harâb etmişti. Afeti ortadan kaldırma çabaları netice vermeyince Ali Semerkandî hz.leri, dağda (Eskipazar civarında E.M.) asâsıyla çıkardığı sudan bir miktar Bursa’ya gönderdi. Bu su, zarar veren haşeratın bulunduğu bölgeye dökülünce çekirgeler kayboldu. Suyun götürüldüğü yerde sığırcık kuşlarının toplanıp, bir süre sonra çekirge sürülerini ortadan kaldırdığı, mahsul, bitki ve çiçeklerin çekirgelerin istilâsından böylece kurtulduğu görülmekteydi.

Dönemin padişahı bu durumdan dolayı, bir ferman çıkarmış, fermanda; Çamlıdere’de ahalisinin Şeyh Ali Semerkandî hz.lerinin manevi evlatları olduğu, bölgenin halkına askerlik mükellefiyetinin bulunmayacağı ve toprak kirâsından muaf tutulacağı, çekirgeleri yok eden Sığırcık Suyu’nun, Şeyh Ali Semerkandî ve onun manevi evlatlarına ait olduğu ifade edilmekte olup, bu fermân zaman zaman yenilenmiştir. Sığırcık suyu dünya tarihinde ilk patentli, tescilli sudur.

Ali Semerkandî, 1457(H.862) tarihinde Çamlıdere’de vefat etti. Türbesi Çamlıdere kabristanının ortasında bulunmaktadır. Türbe kapısından girilince tam karşıda olan büyük sandukalı kabir ona, etrafındaki kabirler de talebelerine aittir.1

Kendisi de Sığırcık Şeyhi olarak bilinen Şeyh Ali Semerkandî’nin yolunu takip edenler “Sığırcık Şeyhi”, bulundukları tekkeler “Sığırcık Tekkesi”, gittikleri yere götürdükleri su da “Sığırcık Suyu” olarak Osmanlı tasavvuf hayatında varlığını tekke ve zaviyeler kapanan kadar sürdürmüştür. Kendisinin hangi ekolden olduğuna dair bir bilgi bulunmamakla birlikte, kendisinden sonra gelenler ağırlıklı olarak Nakşibendî yolunu takip etmişlerdir.

—–

1 Ankara’nın Koynunda El Değmemiş Bir Güzellik Çamlıdere, T. C. Kalkınma Ajansı, 2021.

✶ Medya