Kültürel miras ve envanter çalışmalarında yazılı bilginin yanı sıra tüm insanlığın ortak hafızası olan kültürel mirasın korunması, araştırılması ve aktarılması açısından görsel materyal ve fotoğrafların kullanılması da oldukça önemlidir. Ancak bir taraftan envanter çalışmalarına katkı sağlanırken diğer yandan kişilerin fikri mülkiyet haklarını ihlal etmemek yasa ve etik ilkeler gereği ayrı bir öneme sahiptir. Bu yazıda

Kültür Envanteri Atlası, Türkiye coğrafyasında eserler bırakmış olan medeniyetlere ait taşınmaz kültür varlıklarını tanımlamak için yola çıkmış bulunuyor. Çalışma kapsamı, Türkiye dışında bulunan ve Türk kültürüne ait varlıkların da izini sürerek genişlemeye devam ediyor. Gelinen noktada tanımlı kültür varlıklarının sayısı 16 bini aşmış durumda. Katılımcı ve disiplinlerarası bir platform olarak yürüyen proje, aynı zamanda “Dijital

Ayasofya Medresesi’nin Ayasofya’nın Minaresinden Görünümü

10 Temmuz 2020 tarih ve 31181(Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayınlanıp aynı gün yürürlüğe giren Cumhurbaşkanı Kararı ile Ayasofya Camii’nin müze statüsünden çıkartılıp Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilerek İslam ibadetine açıldığı duyurulmuş oldu. Siyasi, ideolojik ve politik yaklaşımlarını bir tarafa bırakırsak, bu karar ortaya koyduğu hukuki yaklaşımlar açısından oldukça zengin olmakla birlikte pek çok hukuki tartışmayı da

Öncelikle belirtmekte fayda vardır ki bu yazının konusu yalnızca; Türk hukuku çerçevesinde özel hukuk gerçek veya tüzel kişilerin tapu kayıtlarına göre maliki oldukları, halihazırda mevcut bulunan(yapı ruhsat izni alınmak suretiyle daha sonradan yapılan değil), 2863 sayılı yasa ve ilgi mevzuat hükümleri uyarınca korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarının güncel örnekler ışığında incelenmesini ele almaktadır. Somutlaştırmak gerekirse,

İstanbul İli, Fatih İlçesi’nin Balat Semti’nde yer alan pek çok kiliseden biri olan Tur-i Sina Kilisesi (Balatkapı İoannes Prodromos Metokhion Kilisesi), İstanbul’daki Rum Ortodoks yapılarından biridir. Kilise İstanbul Patrikliğine değil Mısır’daki Sina Başpiskoposluğu’na ve Aziz Katherina Manastırı’na bağlıdır. Ancak dikkat çeken bir başka noktası da birkaç yıl önceye kadar ana cadde üzerindeki kapı üzerinde yer