Yapılış Tarihi: H.1141 / M.1728 – 1729

Kitabesi;
Şâhenşeh-i Alî-neseb sultân-ı memdûhu’l-haseb
Ferman-dîh-i Rûm u Areb Hân Ahmed-i kişver-küşâ

Adl ü kerâmet menbaı şems ü velâyet-matlaʽı
Dergâhının her mısraı şehbâl-i sîmurg ü hümâ

Zâtı mülûka âb-rû şemşîri bâğ-ı fethe cû
Gülzâr-ı mülke verdi sû mîzâb-ı kilki dâimâ

Hem pâdişâhtır hem velî zâtında olmuş müncelî
Adl-i Ömer cûd-i Alî hulk-i Muhammed Mustafâ

Destinde devlet hâtemi kılmış musahhar âlemi
Hak resm-i ism-i aʽzamı nakş-ı cebîn etmiş ana

Hayret verir sad kaysere gâlib hezâr İskendere
Hükmü revân her kişvere ferman-ber-i şâh u gedâ

Hem hâmi-i Beytü’l-Harem hem hâdim-i şâh-ı ümem
Rûm u Arab mülk-i Acem mahkûmudur ser tâ-be-pâ

Oldur imâmü’l-müslimîn zıll-i Hudâvend-i muʽîn
Bâ nass-ı Kur’ân-ı mübîn emrine vâcib iktidâ

Şehler ana kişver verir ol şâhlara efser verir
Seyfine düşmen ser verir oldukça tûğu ser-nümâ

Olur menba-ı cûy-ı merâm ol maksem-i rızk-ı enâm
Olsun ilâ yevmi’l-kıyâm şâhân-ı dehre mültecâ

İskender edip cüst u cû zulmette gezmiş sû-be-sû
Bâb-ı Hümâyununda bu etdi revân âb-ı bekâ

Bu tarh-ı pâk-i hurremi sevk etdi sadr-ı aʽzemi
Dâmâd-ı hass-ı ekremi hem-nâm-ı ceddü’l-enbiyâ

Oldu o düstûr-ı celîl bu hayr-ı cârîye delîl
Halka edip Zemzem sebîl celb etdi ol şâha duâ

Ol şehriyâr-ı zer-nisâr bezl etdi mâ-i bî-şümâr
Yapdı sebîl ü çeşme-sâr meʽcûr ola rûz-ı cezâ

Bu mevkii âbâd edip bir tarh-ı nev îcâd edip
Rûh-ı Hüseyni şâd edip etdi sebîl âb-ı safâ

Bu ayna ey sâfî-derûn destini Kevser gibi sûn
Her katresi safvet-nümûn olmakta bir ayn-ı şifâ

Âb-ı zülâle mâ-sadak tâk-ı felekle yeknesâk
Gök kubbenin altında bak var mı bu resme bir binâ

Oldukça ber-câ mihr ü mah zîb-i serîr olsun o şâh
Sadr-ı güzînin yâ İlâh etme rikâbından cüdâ

Ey hüsrev-i âli-tebâr âsârına yokdur şümâr
Ammâ bu dil-cû çeşme-sâr oldu aceb hayret-fezâ

Bak sîm ü zerden tâsına âb-ı hayât-efzâsına
Benzer gümüş sakkâsına bekler kapın subh ü mesâ

Mehdinde hâmem oldu lâl izhâr-ı acz etdi makâl
Evsâfın eylerken hayâl hâtifden erdi bu nidâ

Vehbî hâmuş ol beste-leb haddin değil eyle edeb
Senden mukaddem oldu hep şâirlere birden salâ

Târîh için dâniş-verân hayrette iken nâgehân
Buldu şehinşâh-ı cihân bir mısra’-ı âlem-bahâ

Her lafzı bahr-i mevc-zen maʽnâsıdır dürr-i Aden
Görmek dilersen onu sen ey teşne-i hüsn-i edâ

Târîhi Sultân Ahmedin cârî zebân-ı lûleden
Aç besmeleyle iç suyu Hân Ahmede eyle duâ

III. Ahmed Çeşmesi
Harita
Genel bilgiler
Mimari tarzRokoko
KonumFatih, İstanbul
Koordinatlar41°00′30″K 28°58′52″D / 41.00833°K 28.98111°D / 41.00833; 28.98111
YaptıranIII. Ahmed
Tamamlanma1728
Mimar(lar)Mimar Ahmet Ağa
1850 yılında, William Henry Bartlett tarafından resmedilen III. Ahmet Çeşmesi

III. Ahmet Çeşmesi, İstanbul'da Topkapı Sarayı'nın giriş kapısı ile Ayasofya arasında Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'nın önerisiyle III. Ahmed tarafından Perayton isimli bir Bizans çeşmesinin yerine inşa ettirilen çeşmedir. Türk rokoko tarzının en güzel örneklerinden olan çeşmenin yapım tarihi 1728'dir. Mimar Ahmet Ağa tarafından yapılmıştır.

Çeşme köşeleri yumuşatılmış dikdörtgen bir plandadır. Köşelerde sebiller bulunan çeşme üzeri ahşap saçaklı bir çatı ile kapatılmıştır. Üst örtüde dıştan görülebilen kubbeler sadece görünüm amacı ile yapılmıştır. On dört kıtalık Kayseri ve Halep kadısı şair Seyyit Hüseyin Vehbi bin Ahmet'e ait kaside, sebillerin ve her kenarda bulunan çeşmelerin üzerine ta'lik hatla yazılmıştır.[1] Üstte mukarnaslı bir kuşak, onun üzerinde de çini bir kuşak yer alır. Bu çiniler hem klasik motifleri hem de lale ve akantüs yaprakları gibi Avrupai motifleri ihtiva eder. Vazo içindeki çiçek motifleri batılılaşma ile Osmanlı bezemesinde görülmeye başlamıştır. III. Ahmed kütüphanesinde de bu çeşmedekine benzer süslemeler yer almaktadır.

  1. ^ "Arşivlenmiş kopya". 13 Haziran 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Haziran 2020. 
✶ Medya