19. yüzyılın ortalarında Osmanlı Devleti, askerî sanayisini merkez dışına yaymak amacıyla çeşitli vilayetlerde barut ve güherçile üretim tesisleri kurmaya başlamıştır. Bu çabaların bir sonucu olarak, 1842 yılında Kayseri’de, Hacı Kılıç Camii’nin kuzey bitişiğinde yer alan Hüseyin Bey İmareti yıkılarak, yerine Kayseri Güherçile Fabrikası inşa edilmiştir. İnşaat süreci yaklaşık yirmi yıl sürmüş, 1864 yılında fabrika resmen “Güherçile Fabrika-yı Hümâyunu” statüsü kazanmıştır. 1872 yılında İngiltere’den getirilen makinelerle yenilenmiş ve daha modern bir üretim sürecine geçilmiştir.

Bu fabrika, Osmanlı kara barutunun en önemli bileşeni olan güherçilenin üretiminde uzmanlaşmıştı. Üretilen madde önce bol suyla yıkanır, kaynatılır, süzülür ve saflaştırılır; daha sonra kalıplara dökülerek kullanıma hazır hâle getirilirdi. Kayseri çevresi, özellikle Çorakçılar Mahallesi ve Zamantı köyleri, güherçile bakımından zengin topraklara sahipti. Elde edilen ürünler Kayseri Kalesi’nde saklanıyor, buradan İstanbul’a veya orduya gönderiliyordu.

Fabrika, Osmanlı savaş sanayisinin taşradaki önemli uzantılarından biri olarak, doğrudan İstanbul’daki Tophane-i Âmire’ye bağlı çalışıyordu. Aynı zamanda halkın bireysel barut ihtiyacını da karşılıyordu. Ancak zamanla barut üretim tekniklerinin değişmesi ve sanayinin merkezîleşmesiyle birlikte işlevini yitirdi. Cumhuriyet’in ilk yıllarında atıl kalan fabrika binası da yıkıldı ve yerine Hacı Kılıç Camii için bir şadırvan inşa edildi.

✶ Medya