Ali Rıza Efendi Türbesi
- Tür: Türbe
- Kültür: Osmanlı
- Bölge: Türkiye, Marmara Bölgesi, İstanbul, Üsküdar, Sultantepe
- Durum: Erişilebilir
Türbe, Sultantepe, Münir Ertegün Sokak (eski Servili Köşk Sokak) üzerinde ve Özbekler Tekkesi’nin sol tarafındaki mezarlığın önündedir. Karşısında, Cemile Sultan’dan sonra, Nuri Demirağ’a intikal eden koru bulunmaktadır. Cemile Sultan, Abdülmecit’in kızı, Mahmut Celâleddin Paşa’nın eşi olup 1915’te vefat etmiştir.
Türbe, yığma taştan, ahşap çatılı olarak yapılmıştır. Arka ve sağ cephesinde birer hâcet penceresi vardır. İçinde bir ahşap sanduka bulunmaktadır. Halk arasında, Hacı Hoca Türbesi diye bilinmektedir. Oysa, Hacı Hoca Semerkandî Şeyh Abdullah Efendi’nin bu türbe ile bir alâkası yoktur. Abdullah Efendinin şâhidesi sağ taraftaki tekke duvarının yanındadır.
Mermer söveli, demir kapısı üzerindeki büyük mermer kitâbeden öğrendiğimize göre türbede, onbeş yaşında vefat eden Ali Rıza Efendi gömülüdür. Ali Rıza Efendi’nin kim olduğu belli değildir.
Kelime-i Tevhid’in altında, dört satır halinde hazırlanmış bulunan kitâbe şudur:
Gitdi bir mahdûm-ı civân âh âh
Hecri dili yakdı aman âh âh
Vechi münevver idi şu’le-feşan
Dense nola mâh-ı cihân âh âh
Gençliğine doymadı tış idi hayf
Onbeş idi yaşı hemân âh âh
Hazreti Sıddîk’a varır cedleri
Nesline var has nişan âh âh
Gardeki hayyenin esrârı kim
Âhir olub bunda inan âh âh
Vâlidi sağ ola nedir çaresi
Hiç olamı hüznü nihân âh âh
Âh çıkub gitdi bu târîhdir
Ali Rıza câyi cinân âh âh
1245 (1829)
Kitâbeden, Ali Rıza Efendi’nin neslinin Hz. Ebu Bekir’e kadar uzandığı görülmektedir. Kitâbede belirtilen nişanın ayaklarında olduğu rivayet olunmaktadır. Hazreti Muhammed, dağda namaz kılarken bir yılan onu sokmak istemiş, Hazreti Ebubekir de ayağı ile üzerine basmıştı. Bu sırada, zehirsiz olan yılan, onu ısırmış ve yara kapandıktan sonra da izi kalmıştı. Sonradan, neslinden gelenlerde hep bu iz görülmüştür. Özbekler Tekkesi’nde oturanların ifadesine göre, Ali Rıza Efendi’nin babası Kazan Türkleri göçmenlerinden imiş.
Kapısının sol tarafında şu kitâbe vardır:
Irk-ı Bâ-bekr olduğun fevtinde Hakk idüb ayân
Hayyenin âsârını pâyinde itdi rû-nümâ
Harf-i cevherdâr ile Leylâ didi târîhini
Genç iken kıldı Ali Rıza Efendi Adn’i câ
1245
Şaire Leyla Hanım, Kazasker Moralızâde Hamit Efendinin kızı olup 1264 (1848)’de vefat etti. Kabri Galata Mevlevîhânesi hazîresindedir. Taşı vardır.
Türbe kapısının sağ tarafında ise, dört satır halinde hazırlanmış şu tamir kitâbesi vardır:
Bâis-i ümrân-ı âlem hâdim-i beytü’l-harem
Hazreti Sultan Hamîd Hân şehriyâr-ı adl ü dâd
Sâye-i adl-i şehinşâhide hâlis bendesi
Avni Paşazâde Mîr Ahmet âli nijâd
Nesl-i Sıddîkiyye’den Mir Rıza’nın türbesin
Bî-bedel ta’mîr idüb rûh-ı şerîfin kıldı şâd
Düşdü bâ-avn-i Hüdâ Re’fet bu târîh-i latîf
Eyledi i’mâr bu akdes türbeyi Ahmed Fuad
1309 (1891)
Ahmet Fuat Bey, Sadrazam Hüseyin Avni Paşa’nın oğlu olup 1325 (1907) tarihinde vefat etti. Kabri, Karacaahmet Mezarlığı’nda, 9. Ada’da, Gündoğumu Caddesi üzerinde ve Yüksekkaldırım mevkiindedir. Taşında;
“Sadr-ı esbak Hüseyin Avni Paşazâde Fuad Gelendosi”
diye yazılıdır. Türbeyi tamir ettirdiği sırada, Paşalimanı’ndaki babadan kalma sahilhanesinde oturmakta idi. İzmir’de, Bahri Baba Mezarlığı ismi ile de anılan Namazgâh Mezarlığı’nda, tarihsiz bir kitâbe taşı vardır. Üzerinde bir satır halinde hazırlanmış şu kitâbe yazılıdır:
Merhum ve mağfur Bahri Dede Efendi Hazretlerinin ruhuna.
Bunun altına da;
“İşbu merkad-i Şerif Hüseyin Avni Paşa Hazretleri’nin mahdumu Ahmed Fuad Beyefendi tarafından müceddeden ihya olunmuştur”
diye yazılmıştır.
Fuat Beyefendi’nin böyle hayır eserlerini tamir ettirdiği anlaşılmaktadır. (Mayıs 1985 gezi notu)
Kitâbenin manzumesi Şair Refet Efendi tarafından yazılmıştır. Kendisi 14 Cemaziyelâhir1321 (7 Eylül 1903)’te vefat ederek Karacaahmet Mezarlığı’na gömülmüştür. Yapılan aramada taşına raslanmadı. Mirzazâde Camii içindeki levhayı da yazmıştır.
Türbenin sağ tarafındaki hâcet penceresi üzerinde şu kitâbe vardır:
Olmadı hiç kimseye bâkî bu mihmân-hâne
Âh itdi bir mahdûm-ı pâk-i âlî-neseb azm-i beka
Arapça olan son satır bir ayet-i kerimedir. Kitâbenin tarihi yoktur. Türbe 1994 senesinde onarılmıştır.
Kaynak: Yüzyıllar Boyunca Üsküdar, Sayfa 528





✶ İlişkili Yerler