Divitçiler Caddesi ile Körbakkal Sokağı’nın birleştiği köşededir. Karşısında ve köşede mescitten 130 yıl sonra yapılan Abbas Ağa’nın 1080 (1669) tarihli bir çeşmesi vardır. Halk arasında Divitçiler Camii adıyla bilinir.

Mescit, 944 (1537-38) tarihinde vefat eden Mehmet Ağa adında bir hayır sahibi tarafından yaptırılmıştır. Sonradan ve 68 yıl sonra kendi azatlısı Cafer Ağa tarafından yenilenmiştir. Takriben 200 sene sonra III. Sultan Mustafa devrinde Seyyid Mehmet Emin Ağa tarafından minber konulmak suretiyle cami haline getirilmiştir.

Körbakkal Sokağı’na bakan avlu duvarı üzerinde şu küçük kitâbe taşı bulunmaktadır:

Arakiyyeci Hacı Cafer Çelebi
Mahallesi ve mescid-i şerifidir
1012 (1603)

Bu sokağa açılan kapıdan küçük bir avluya girilir. Burada suyu tulumba ile çekilen üç abdest musluğu vardır. İki tarafı taş merdivenle çıkılan son cemaat yeri ahşaptır. Dört kârgir duvar üzerine beton hasır atılmış kiremit örtülü küçük bir mabettir. Minberi ve vaiz kürsüsü ahşaptır.

Taş minaresi sonradan çimento ile sıvanmıştır. Şerefesinin korkuluğu demir parmaklıktır.

Cafer Çelebi’nin kabri kefeki taşından yapılmış dört köşeli iki sütundan ibaret olup üzerinde yazı yoktur. Kabrin önündeki hâcet penceresinin demir parmaklığına bağlı bir mermer taşında şu kitâbe vardır:

Arakiyeci Hacı Cafer Çelebi merkad-i şerifidir. Rahmetullahi aleyh. 1012

Bu kitâbeden Cafer Çelebi’nin mescidi tamir ettirdiği sene öldüğü anlaşılmaktadır. Bu kabrin arkasında aynı biçimde bir şâhide daha vardır.

Arakiyye, koyun ve deve yününden elle döğüle döğüle çitiştirilerek yapılan bir kumaşın adıdır. Mevlevî sikkeleri, keçe külahlar ve seccadeler bundan yapılırdı. Üsküdar’da yakın tarihlere kadar Arakiyeci Hacı Cafer Mahallesi’nde ve Selimiye tezgâhlarında bir çok arakiyeci çalışırdı.

Arakiyeci Mescidi, Tayyarzâde Atâ Bey’e göre ‘Ak-Yapu’ tabir olunan mahalde bulunup 1251 (1835) tarihinde Sultan II. Mahmut “yeniden yapılırcasına tamir ettirmiş ve minber koyarak evkafını tamamlamıştır”

Bu ifade Hadîka yazarınındır. Başbakanlık Osmanlı Arşivindeki C. 1207 (Ocak 1793) tarihli bir arzda ise “Üsküdar’da Arakiyeci Cafer mescidine minber koyan Hâce Nefise Hatun vakfı münhal, cibayet (vakıf gelirlerinin toplanması) cihetinin tevcihi” yazılıdır.

Nefise Hanım, Mehmet Emin Ağa’nın eşi olabilir. Bu durumda mabede, değişik tarihlerde iki veya üç defa minber konmuştur. Bu da camiin bir kaç defa yandığını gösterir. (Osmanlı Arşivi Evkaf Defteri -1 No: 658)

Arakiyeci Cafer Çelebi adıyla bilinen bir mabet de, İstanbul’da Mevlânakapı civarında ve Yayla Caddesi üzerinde ve bu caddenin Elektrik Sokağı ile birleştiği yerdedir.

* Kaynak: Yüzyıllar Boyunca Üsküdar, Sayfa 356

✶ Medya