Hudâvendigâr Külliyesi’nin son parçası caminin sol tarafında bulunan, halk arasında Girçik Hamamı adıyla tanınmış ve birçok yayına öylece girmiş olan küçük kubbeli binadır. Kare biçimindeki yapının içinde yine kare biçiminde bir sofa vardır. Bunun üstünü yaklaşık 6 m. çapında ortası aydınlık fenerli bir kubbe örter. Kareden kubbe eteğine geçiş Türk baklavaları denilen mimari unsurla sağlanmış, bunun üstüne de bir dizi tomurcuk işlenmiştir. Orta sofanın bir kenarındaki kapılardan 1,40 m. genişliğinde, üzerleri beşik tonozlu iki dar mekâna geçilir ki Ayverdi bunların gusülhane olduğu görüşündedir. Biri 5, diğeri 2 m. kadar uzunluktaki bu çok dar mekânların gusülhane kabul edilmesi biraz düşündürücüdür. Caminin bir avlusu ve şadırvanı olmadığına göre bunun şadırvanın abdest alma yeri olması daha inandırıcı görünmektedir.

Bazı yayınlara Bekâr Hamamı adıyla geçen bu binanın esasında hamam olarak yapıldığını ileri süren K. Klinghardt ve daha sonra A. Gabriel, bunun bazı bölümleri yıkıldıktan sonra umumi helâya dönüştürüldüğünü ileri sürerler. Sofanın diğer duvarı boyunca ise beş helâ hücresi sıralanır. Bu küçük bina cami ile birlikte yapılmış ve orijinal hüviyetini korumuştur. İçinde kubbeye geçişte kullanılan motifler bunu açıkça belli eder. Ayverdi, medresenin içinde helâ olmadığından bir köprü ve bir kule ile üst kattaki galerinin bu helâya bağlanmış olduğunu ve bunların 1935 yılına kadar durduğunu bildirir. Bugün ise hiçbir izleri yoktur. Külliyenin bitişiğinde bir de çeşme vardır. Ayrıca XVI. yüzyılda Bursa’ya gelen R. Lubenau, burada içinde kırmızı balıkların dolaştığı bir havuzun varlığından bahseder. Lubenau’ya göre caminin önünde, içine lülelerden hem sıcak hem soğuk su akan, yarım insan boyu derinliğinde bir havuz vardır. Bunun soğuk suyun toplandığı bölümünde kırmızı balıklar yüzüyordu. Bu havuz herhalde şimdi yolun geçtiği yerde bulunuyordu.

İslam Ansiklopedisi

✶ Medya

✶ İlgili Yerler