11.50 m. çapındaki bir kubbenin örttüğü sekizgen prizma biçimindeki harimin kıble tarafına, zemin katı hırka-i şerifin muhafazasına, üst katı ziyaret edilmesine mahsus yine sekizgen prizma biçimindeki kitle yerleştirilmiştir. Yapının kuzeyine de zemin katta harim girişiyle ziyaretçi giriş ve çıkış mekânlarını, üst katta hünkâr kasrına ait mekânları barındıran, yanlara doğru harim kitlesinden taşan ve toplam beş adet girişe sahip olan kanat oturtulmuştur. İslâm mimarisinin en erken tarihli ve en önemli ziyaret yapılarından olan Kudüs’teki Kubbetü’s-sahre’nin (681), sekizgen planı ve merkezdeki mukaddes mahalli çepeçevre kuşatan ziyaret galerileriyle Hırka-i Şerif Camii’ni etkilemiş olması muhtemeldir.

Cami ile kıble yönünde buna bitişen Hırka-i Şerif Dairesi’nin duvarları kesme küfeki taşıyla örülmüştür. Üst yapıyı meydana getiren kubbe ve tonozlar tuğla örgülü olup dışarıdan kurşunla kaplıdır. Caminin sahip olduğu ziyarete yönelik değişik fonksiyon şeması tasarımına yansımaktadır.

Kuzey cephesinin ekseninde yer alan ve dor başlıklı ikişer gömme sütunla kuşatılmış bulunan dikdörtgen açıklıklı kapıdan birbiriyle bağlantılı iki giriş holü katedilerek harime ulaşılır. Dikdörtgen planlı olan bu hollerden ilki ziyaretçi girişleriyle bağlantılı ve aynalı tonozla örtülüdür. Müezzin mahfilinin altına isabet eden ikincisi ise düz tavanlı bir eyvan gibi harime açılmaktadır. Harimin asıl girişi olan bu açıklığın üzerindeki, 1267 (1851) tarihli celî ta‘lik hatla mermere mahkûk inşa kitâbesinin manzum metni A. Sâdık Zîver Paşa’ya, hattı ise Kazasker Mustafa İzzet Efendi’ye aittir. Üst katta bu kapının üzerine isabet eden kesime yuvarlak bir pencere yerleştirilmiş, bunun içerdiği güneş biçimindeki camekânın ortasına Sultan Abdülmecid’in tuğrasının bulunduğu beyzî bir madalyon konmuştur. Gerek tuğra gerekse madalyonu kuşatan çelenk yaldızlıdır. Cephenin bu kesimi hafifçe ileri alınmış, yuvarlak pencerenin yanlarında kalan yüzey yuvarlak ve dikdörtgen çerçevelerle hareketlendirilmiştir.

Kuzey cephesinin yanlarında, eksendeki harim kapısına göre simetrik konumda basık kemerli birer kapı daha vardır. Soldaki ziyaretçilerin girişine, sağdaki çıkışına tahsis edilmiş olan bu kapılar cepheden geriye çekilerek önlerine birer eyvan konmuş, söz konusu eyvanların açıklığı dor nizamında ikişer sütunla geçilmiştir. Ayrıca doğu ve batı cephelerinde, bu kesimin üst katını işgal eden hünkâr kasrına ait çıkmaların altında birer giriş yer alır. Bu çıkmalar yine dor nizamında dörder adet sütunla taşınmaktadır. Aslında hünkâr kasrına geçit veren bu yan girişlerden doğudaki günümüzde kadın ziyaretçilere tahsis edilmektedir. Yapının sahip olduğu bütün bu girişler birbirlerine oldukça karmaşık bir düzen arzeden sofalar, koridorlar ve merdivenlerle bağlanmış, Hırka-i Şerif Dairesi’ne yönelik ziyaretçi akışı, harimi yanlardan kuşatan iki katlı galerilerle sağlanmıştır. Harimin karanlıkta kalmaması için baştan başa camekânlarla donatılmış bulunan demir iskeletli ve ahşap aksamlı bu galeriler, caminin inşa edildiği yıllarda Avrupa’da yeni yayılmaya başlayan, devrine göre modern sayılabilecek bir tekniği yansıtır. Dışarıya doğru eğimli ve kurşun kaplı bir çatının örttüğü galerilerin dış yüzleri oymalarla süslü korkuluklara oturmakta, aralarında kare kesitli ve dor başlıklı ahşap dikmeler bulunmaktadır.

Kaynak: İslam Ansiklopedisi

✶ Medya