Dimitri Kalvokoresis tarafından yaptırılmış olan köşk, iç yapı elemanlarındaki motiflerle dikkat çekmektedir. İç kapı üzerleri ile ikinci kat salonu tavanları motiflerle süslü, ikinci kat salonuna açılan dört odanın tavanları ise renkli motiflerle donatılmıştır. Orijinal durumunu muhafaza eden köşk, çağın önemli mimari eserlerindendir.

Köşk, gelişen sosyal ve ekonomik koşullarla birlikte birtakım değişikliklere sahne olmuştur. Önce yapının içinde bulunduğu arsa ifraz edilmiş, daha sonra kat kullanımına geçilmiş ve bununla birlikte yapıya birtakım ekler yapılmıştır. Köşkün kuzey cephesinde bulunan camekânlı sundurmalık, bahçesinde bulunan ve doğrudan ikinci kata ulaşımı sağlayan kâgir merdiven, iç mekânda birinci ve ikinci katı ayırmak için kullanılan ahşap bölücü paneller bunlardan bazılarıdır. Yapıda bazı kapı – pencere boşlukları kapatılmış, özgün giriş değiştirilmiş ve uygun olmayan bazı onarım çalışmaları yapılmıştır. Köşk, sahibi Dimitri Kalvokoresis’in ölümüyle 1883 yılında oğullarına, 1946’da torunlarına kalmış, sonrasında da defalarca el değiştirmiştir.

Kalvokoresis Köşkü, GEEAYK’ın 12.06.2002 gün ve 12989 sayılı kararı ile Marmara Takım Adaları Sit Bütünü içinde kalan, Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu’nun 17.10.1985 gün ve 1515 sayılı kararı ile “1. Grup Korunması Gerekli Kültür Varlığı” olarak tescil edilmiştir. Yapının yıkılmadan korunması gerektiğine ve detayları ile beraber rölöve, restitüsyon ve restorasyon projelerinin hazırlanmasına karar verilmiştir. Hazırlanan tez çalışmasından önce köşkün mevcut durumu belgelenmemiş, korunması için bir restorasyon projesi hazırlanmamıştır.

Günümüze nispeten iyi durumda ulaşan Kalvokoresis Köşkü, döneminin mimarlık anlayışını çok iyi yansıtması ve barındırdığı özel detay ve bezeme programıyla tez konusu olarak seçilmiş ve sahip olduğu tarihi ve estetik değerlerin korunması, gelecek nesillere aktarılması amacıyla yapının gerekli belgeleme çalışmaları, analizleri yapılmış, koruma önerileri geliştirilmiştir.