Kısıklı Meydanı’nın sol, Büyük Çamlıca Tepesi’ne giden yokuş yolun hemen başında ve sağ taraftadır. Avlu kapısının önünde tulumbalı bir kuyu, avlunun sağ tarafında, bir gölgeliğin altında 1298 (1881) tarihli şadırvan teknesi ve bunun önünde de cami bânisinin muhteşem lâhdi vardır. Burada olan bir sütun kaidesi ayrıca dikkati çekmektedir. Mabet duvarları kârgir, çatısı ahşaptır. Büyük kapısı üzerinde bir âyeti kerime ve 1346 (1927) tarihi yazılıdır. Cami bu tarihte tamir edilmiştir. Alt üst pencerelerden ışık alır. Mihrabı dışa taşmalı olup minberi ahşaptır.

Cami, Sultan II. Bayezid devri bostancılarından Abdullah Ağa tarafından yaptırılmıştır. Kendisinin, Beylerbeyi Stadyumu yanında İstavroz Camiiadıyla anılan bir camii ve bir mektebi olduğu gibi, İstanbul Yenikapı Langa’sında bir camii, Kısıklı Camii’nin yan tarafında olduğu sanılan bir medresesi, Kısıklı-Ümraniye yolu üzerinde Namazgâh mevkiinde bir namazgâhı ve Langa Camii yanında Cellat Çeşmesi adıyla bilinen bir çeşmesi vardır.

Gerek Kısıklı Camii ve gerekse Beylerbeyi’ndeki caminin Kuzguncuk sırtlarından Kısıklı eteklerine kadar uzanan çok geniş bir vakfı vardı. “Reisü’l-Bustaniyyîn Abdülhay oğlu Hacı Abdullah Ağa’nın 907 Zilkadesinin ortalarında (1502 senesi Mayıs ayı) tanzim edilmiş bir vakfiyesi vardır. Buradan Ağa’nın oldukça geniş bir vakfı olduğu anlaşılmaktadır. Bunların içinde ‘karyehâ-i İstavroz ve Kısıklı ve Kuzguncuk’dan olan geliri her sene 12.674 akçedir.” Vakfiyenin, Abdullah Ağa’nın vefatından 12 sene sonra yapıldığı ve o sırada mütevellisinin Ağa’nın oğullarından Sinan olduğu görülmektedir.

Sarayın bahçe ve bostanlarının bakımı ile meşgul olan Bostancıbaşılar, aynı zamanda çok önemli birer polis şefi idiler. Bostancı teşkilâtı şehrin kontrolü, Boğaziçi kıyılarının asayişi ile uğraşırlar ve ileri gelenlerin idamlarını da yerine getirirlerdi. Tavaşî, yani hadım olan Abdullah Ağa’nın Çeşmesi’nin de Cellat Çeşmesi adıyla anılması bu yüzdendir.

1892 depreminden zarar gören mabet, aynı sene onarılmıştır.

* Kaynak: Yüzyıllar Boyunca Üsküdar, Sayfa 242

✶ Medya