Bu zat, Sultan Abdülmecid devri sofilerindendir. Rivayete göre Kadıköy Osmanağa Camii’nin ilk yöneticisidir. Sarayda da bulunmuş, daha sonra Padi­şahın onun adına yaptırdığı tekkede (Kadiri Mahmud Baba Dergâhında) ölün­ceye kadar irşad hizmetlerinde bulunmuştur. Bir zamanlar, Kadıköy’de Osman Ağa adında, hayır sahibi bir zat varmış. Adının kıyamete kadar yaşaması içini “Kadıköy Osmanağa Camii’ni yaptırmış, caminin idaresini de çarşı içerisinde eskicilik yaparak geçinen, fakat halkı soh­betleri ile irşad eden Mahmud Baba’ya vermiş. Rivayete göre, Sultan Abdülmecid avdan saraya dönmüş, yorgunluğunu atabilmek için saray hamamının derhal hazırlanmasını ferman buyurmuş. Abdülmecid Han, hamama girmeye hazırlanırken, sarayın avlusundan gelen birtakım sesler duymuş, konuşmalar sırasında sık sık kendi adının da geçtiğini işitmiş. Merak edip bulunduğu yerden avluya bakmış. Genç bir adam, çevresin­deki birkaç saray görevlisi ile münakaşa ediyormuş. Adam: “Çok önemli bir husus için padişahımızı görmem gerekiyor. Bana engel olmayın da tez zamanda kendisini göreyim. Arz edeceğim husus çok önemli­dir” diye yalvarıyormuş. Bunu duyan Padişah müdahale etmiş: “Söyle bakalım, ne istersin benden?” diye sormuş, o zat: “‘Aman Sultanım! Beni huzurunuza Kadıköy’de, Osmanağa Camii şeri­finde görevli Mahmud Baba denilen mübarek bir zat gönderdi. Dediler ki: “Bu gün sakın hamama girmeyin. Zira siz hamamda iken kubbe çökecekmiş. Kendinizi mutlak surette kollamanızı istediler. Arzım bundan ibarettir Hünkârım.” Abdülmecid Han, delikanlıya gülümser ve: “Haydi, git, Mahmud Baba’ya benden selam söyle. Padişah hamamına gi­rip, yıkandı bile, diye haber ver kendisine” der. Mahmud Baba Hazretleri’nin gönderdiği elçi geriye döneceği sırada, her yer sallanmaya başlamış ve hamamın kubbesi de gerçekten çökmüş. Sultan Abdülmecid Han, bu olaydan sonra, hiç tanımadığı bu mübarek zatı hemen saraya davet etmiş. Bir süre sonra da kendisini saraya aldırtmış. Mahmud Baba, çok geçmeden saray hayatından sıkılmış. Bir gün sultanın huzuruna çıkıp: “Hünkârım! Bu kadar misafirlik benim için yeter. Müsaade buyurunuz da ben eski yerime döneyim. Beni orada bekleyenlerim var” demiş. Sultan, onun gitmesini istememesine rağmen, kıramamış, gitmesine izin vermiş. Bu arada da: “Dile benden ne dilersen” demiş. Mahmud Baba, önce “Sağlığınızı dilerim” diyecek olmuş, ama sultanın ısrarı üzerine: “Sultanım! Mademki mutlaka bir hayır yapmak istiyorsunuz, öyleyse sizden küçük bir dergâh isterim” demiş. Sultan da, Mahmud Baba Hazretleri için, şimdiki Fenerbahçe Stadyumu’nun arkasında bulunan yere bir dergâh yap­tırmış. Mahmud Baba da bu dergâhta ömrünün sonuna kadar irşad görevinde bulunmuş. Vefat edince, şimdiki kabrinin bulunduğu yere defnedilmiştir. Kab­ri, Söğütlüçeşme Caddesi Kuşdili çayırı yanındadır.

Yüce Allah sırrını mukaddes ve mübarek kılsın.

www.evliyalarimiz.com

Şair, yazar ve diplomat Ali Ferruh Bey 1865-1904 Sofya’da görevinin başında iken vefat ettikten sonra bu mezarlıkta defnolunmuştur.

www.biyografya.com

✶ Medya