Çorba Kapısı denilen dış avlu kapısı, her iki tarafta yedişer dilim ve bir tepelikle taçlandırılmış, iç yüzü yeşil taş kakma ile süslenmiş nefis bir eserdir. Camiin büyük avlu duvarlarından çoğunun yıkılması; diğer kapıların zaman içinde tamamen yok olması, kıyaslanabileceği bütün örnekleri ortadan kaldırmıştır. Günümüzde, «Çorba Kapısı» süslemelerinin bir benzeri yoktur; ancak, alınlıklardaki Rûmîli tezhiplere bazı taş veya ahşap oymalarda, çinilerde, kalem işleri ve cilt sanatında rastlanır. Renkli gömme taş tekniğinin aynı döneme ait örnekleri de, yalnız bu dış avlu kapısı ile camiin şadırvan avlusunda görülür, Rûmî kompozisyonlu tek örnekler bunlardır.

Devrin eserlerinde, «Baba Nakkaş» adıyla anılan bir zâtın, baş usta sıfatıyla attığı imzalar görülür. Rumî ve Hatâyî üslubun, yeni bir anlayışla yorumlandığı bu desenler, ustasının adıyla «Baba Nakkaş Üslûbu» olarak tanımlanır. Fatih dönemi süslemeciliğiyle özdeşleştirilen bu ismin, aynı üslûpla yapılmış olan «Çorba Kapısı» alınlık süslemelerinin de sanatkârı olduğu kabul edilmektedir. Fatih devri saray nakışhanesi işi olan bu Rûmîlerin en önemli özelliği, -şekil itibarıyla- kısa boylu ve tombul olmalarıdır. Bu süslemelerde, göze hoş görünen bir sadelik içinde, tabiattan alınma ideal oranlara başvurulmuştur.

Bu alınlığa has düzenlemede dikkati çeken unsurlardan biri de renk kullanımındaki ustalıktır. Güney cephenin orta ekseninde az miktarda kırmızı gömme taş bulunmasına karşılık; bu taşlar, diğer kısımlardaki yeşillerle aralarındaki kontrastı (zıtlığı) vurgulayacak orandadır. Fevkalâde güzellikte bir süslemeye başvurulan bu kapının, sultanın karşılandığı tören kapısının dış cephesini teşkil etmesi de önemli bir ayrıntıdır.

Orijinal bir Fatih devri eseri olan «Çorba Kapısı»nın, mimarîde az rastlanan bir üslûba örnek oluşturduğu bilinmekte, şemselerde görmeye alışık olduğumuz, «Baba Nakkaş Üslûbu» örneğinin, bir kapı alınlığında sergilenmesi ona eşsiz bir konum kazandırmaktadır.

Kaynak: Fatih Camii ve Çorba Kapısı, Can Alpgüvenç

✶ Medya

✶ İlişkili Yerler