İskele Meydanı’ndaki Mihrimah Sultan Camii avlusundadır. Türbenin ön tarafında onaltı hücreli ve bir dershaneli Mihrimah Sultan Medresesi, sol tarafında Sadrazam Ethem Paşa Türbesi ve arka tarafında ise camiin şadırvanı bulunmaktadır.

Mihrimah Sultan (1522-1578), 1539’da henüz 17 yaşında bulunduğu halde Rüstem Paşa ile evlendirilmiştir. Camiini de 1548’de yaptırmıştır. Sicill-i Osmânî yazarının dediği gibi oğulları 20-30 yaşlarında vefat ettiğine göre türbe, 1560 tarihlerinde yapılmış demektir.

Mihrimah Sultan’ın kızı Ayşe Sultan, 1570 tarihinde Sadrazam Semiz Ahmet Paşa (öl.988/1580) ile evli bulunuyordu. Kocasından Osman Bey (öl. 999/1590), Abdurrahman Bey (öl. 1005/1596), Mehmet Bey ve Mustafa Paşa adlı dört oğlu ve ölüm tarihi bilinmeyen Saliha Hanım Sultan isimli bir kız çocuğu oldu.

Bunlardan Mehmet Bey ile Mustafa Paşa 1001 (1593)’te Almanya ile savaşırken şehit düşmüşlerdir. Geriye kalan Osman Bey ile Abdurrahman Beyler’den birinin ve Saliha Hanım Sultan’ın da bu türbede gömülü olduğu sanılmaktadır. Türbenin Ayşe Sultan Türbesi diye anılması Abdurrahman Bey’in buraya gömülmesindendir.

Mehmet Süreyya Bey, Mihrimah Sultan’ın iki oğlundan söz ettiği halde A. D. Anderson onun Ayşe Hanım Sultan’dan başka yalnız Osman Bey adlı bir çocuğu olduğunu ileri sürmektedir.

Bu durumda Rüstem Paşa ailesinin Osman adlı iki çocukları ve bir torunları var demektir:

  1. Rüstem Paşa’nın, Mihrimah Sultan’dan başka bir kadından olan ve genç yaşında 984 (1576-77)’de vefat ederek türbenin dışına camiin yan kapısı yanına gömülen Osman Bey,
  2. Mihrimah Sultan’dan olma Osman Bey,
  3. Ayşe Sultan’ın oğlu Osman Bey.

Rüstem Paşa, 1561’de vefat ettiğine ve oğlu Osman da babasından 15 yıl sonra vefat ettiğine göre bu ailenin aynı anda Osman adlı iki oğulları var demektir ki, imkânsız görülmektedir.

Türbenin Kaya Sultan’a ait olduğu da söylenmektedir. Fakat bu rivayet, Kaya Sultan’ın düşük çocuğunun buraya gömülmesinden kaynaklanmaktadır. Kaya Sultan, IV. Murat’ın kızı olup Esmihan Kaya Sultan ismiyle bilinmektedir. 1058 Şabanında (Eylül 1648)’de Melek Ahmet Paşa (öl. 1073/1662) ile evlendirilmiş ve bir sene sonra da Afife Hanım Sultan’ı dünyaya getirmiştir. 1633 tarihinde doğan Kaya Sultan, 1659 yılında Fatma Hanım Sultan’ı doğururken vefat etmiştir.

Bu sırada Kaya Sultan Sarayı’nda bulunan Evliya Çelebi, bu çocuk düşürme olayını şöyle anlatır:

Melek Ahmet Paşa, eşi Kaya Sultan ile Çatalca’daki Has Saray’da bir hafta geçirdikten sonra “büyük alay ile Topçular mahallindeki (Eyüp sırtları) Kaya Sultan Sarayı’na” gelmişti. Bir müddet sonra ve İbşir Mustafa Paşa’nın sadareti sırasında ve 1655 senesi başlarında Melek Ahmet Paşa’ya Van Eyaleti verilerek İstanbul’dan uzaklaştırılmak istenmişti. “Sarayburnu’nda Bostancıbaşı Kayığı’na binip Bismillah ile ilk menzil olarak Üsküdar’da Kaya Sultan Sarayı’nda kaldı.”

“Meğer Kaya Sultan 7 aylık hamile imiş.” Müddeti tamam olmadan, Paşa’yı katlediyorlar diye korkusundan arabaya binip, nazlı vücuduna titreme gelerek, Üsküdar’a gelince çocuk düşmüş, hemen saray içinde bir vaveyla gökleri tuttu… Güzel Kaya Sultan dert ve mihnet çekip kanı kesilmedi… O an düşüğü yıkayıp Üsküdar’a gömdüler…”

Kaya Sultan Sarayı, Paşalimanı yolunda ve şimdiki Tekel tütün depolarının bulunduğu yerin civarında idi.

Kare plânlı türbe tamamen kesme taştan yapılmıştır. Kuzeye açılan mermer kemerli ve söveli kapısının önünde iki sütunun taşıdığı iki kubbecikli bir revak vardır. Sütun başlıkları baklavalıdır. Sol kubbecik, sütun yerine pencereli avlu duvarı üzerine oturtulmuştur. Kapısı üzerinde kitâbe yoktur.

Tek sağır kubbesi, tromplar üzerindeki sekiz yüzlü bir kasnağa bindirilmiştir. Üzerinde taş bir alem vardır. Kapı tarafı hariç üç cephesindeki alt üst dörder pencereden ışık alır. Üst pencereler sivri kemerlidir. Pencere kapakları harap olmuştur. Arka cephesinde iki köşesine yapılan istalaktitli pahlar yapıya ayrı bir zerafet vermektedir.

Kapıdan girildiğinde dört mermer lâhit görülür. Sağdaki birinci lâhit, diğerlerine nazaran küçüktür. Yan yüzleri vazo içinde kabartma çiçek motifleri ile bezenmiş ve aralarına rozetler yerleştirilmiştir. Baş taşı, dört köşe ince bir sütun üzerine yerleştirilen burmalı bir kavuktan ibarettir. Ayak taşı poligonal şekillidir. Diğerlerinde olduğu gibi üzerinde herhangi bir yazı yoktur.

İkinci büyük lâhit ise, örfî destarlıdır. Dört köşe bir sütun üzerine oturtulmuştur. Ayak taşı yuvarlaktır. Yan yüzleri gayet güzel kabartma motiflerle süslenmiştir.

Üçüncü lâhit bir kadına aittir. Baş ve ayak taşları düz ve yassıdır. Yan yüzleri rozet kabartmalıdır.

Dördüncü lâhit ise, dört köşe sütunlu ve mücevveze kavukludur. Bu kavuğun benzerine Üsküdar ve İstanbul’da pek raslanmaz. Ayak taşı poligonal şekillidir. Lâhdin yan yüzleri rozet kabartmalıdır.

Türbede, kapı tarafında ayrıca iki dolap yeri vardır.

Kaya Sultan’ın kızı Fatma Sultan’nın türbesi Hüdâyî Hazretleri Camii’nin avlusundadır.

* Kaynak: Yüzyıllar Boyunca Üsküdar, Sayfa 589

✶ Medya