Cami, Hakimiyet-i Milliye Caddesi (eski Karacaahmet Caddesi) üzerindedir. 1958 tarihinden evvel camiye bu caddeye açılan avlu kapısından girilirdi. Sağ tarafta, ulu bir çitlenbik ağacı altında Alemdar Ahmet Baba’nın 1091 (1680) tarihli kabri vardır. Kapının sol tarafında ise, camiin akarı olduğunu tahmin ettiğim tonoz damlı dükkânlar bulunuyordu. Avlunun diğer kapısı Büyük Hamam Sokağı’na (Eski Boyacı Sokak) açılıyordu. Bu kapının yanında, bugün yerinde bir çini imalathanesi bulunan fevkânî, Türk Ahmet Paşa’nın Mektebi vardı. Ahmet Paşa, 1716’da Varadin muharebesinde şehid olmuştur

Camiin önünde baklava başlıklı sekiz mermer sütunlu bir revak vardır. Bu revağın üzeri kubbeli değildir. Muntazam olmayan mermer taştan yaptırılan mabedin küçük cümle kapısının üzerinde M. 1234 tarihli şu kitâbe bulunmaktadır:

Cenâb-ı hazreti Davud Paşa hayr-ı kânî
İlâ yevmil-kıyame yad eylesinler hayr ile anı
Bu zât-ı pür-keramet olmuş idi kadr ile evvel
Cenab-ı Bayezid Han-ı Veli’ye âsaf-ı sânî
Ayasofya’sıdır Üsküdar’ın vasat-i sukde
Davud Paşa-i velinin camii bu hayrü’l-ünvânı
Kuvasına irişmiş idi lerze havf-i Bârî’yle
Bu ta’mîr-i mücedded ile geldi kuvve-i sânî
Mütevellîsine idüb lisân-ı halle tahsîn
Sadâkat aferîn vir Hüseyin Ağa’ya her şânı
Bu târîhde rızâ-i da’vet nâse bir nidâ çıkdı
Ne pak camii-i Davud Paşa ma’mur oldu nuranî
1233 (1818)

Kara Davut Paşa Camii’nin Hakimiyet-i Milliye Caddesi’ne açılan ve bir evin kapısını andıran ahşap avlu kapısı üzerinde ise şu mermer kitâbe bulunuyordu:

Yapub bu cami-i Davud Paşa emr-i ta’mîri
Nice müddetler olmuşdu düçâr-ı ukde-i te’hîr
İdüb el-hac Aziz Ağa bu yıl imarına himmet
Kulub-i ehl-i imanı bu suret ile eyledi tesrîr
Senihâ eyle bu tarihi tebliğ ehl-i imana
Olundu ma’bed-i Davud Paşa pek becâ tamir
1285 (1868)

Camiin cadde tarafındaki cephesi üzerinde ve minarenin sağındaki pencere üzerinde beş satır halinde on mısralı şu kitâbe bulunmaktadır:

Cami-i cümle-i fezail Han Mahmûd’un Hüda
Dergeh-i ikbâlin itmiş kıble-i şâh ü gedâ
Ol imâmü’l-müslimînin çün hâtib-i himmeti
Minber-i dîne şeref virdi bî-hak Mustafa
Bendegânından Hüseyin Ağa ki yapmış ma’bede
Cüd-i Şah Bayezid veziri Davud Paşa
Vâkıf-ı sânidir el-hak hem de sâhib-i tevliyet
Ola sa’yi himmeti makbûl dergâh-ı
Hüda Cevher târîh-i itmamın nisâr et Hamidâ
Bu mu’allâ cami’i kıldı Hüseyin Ağa bina
1233 (1817)

Bu kitâbelerin ikisi de Hüseyin Ağa’nın tamirine aittir. Bu son kitâbe, Büyük Hamam Sokağı’na açılan kapı üzerinde iken sonradan şimdiki yerine nakledilmiştir. Camiin Hüseyin Ağa tarafından tamir edildiğini göstermektedir. 1285 tarihli kitâbe, 1988 Mayısında avlu duvarları yapılırken toprak altından çıkarılarak avluya konulmuştur.

1266 (1850) tarihinde bir paçacı dükkânından çıkan yangın, Üsküdar’ın bir kısmını ve bu arada Hüdâyî Dergâhı’nı da yakmıştı. İhtimal Davut Paşa Camii de bu tarihte felâkete uğramış ve Aziz Ağa tarafından onarılmıştır.

Cami, iki defa yanmış ve iki defa tamir edilmiş olmasına rağmen minaresi hariç XV. yüzyıl karekterinden bir şey kaybetmemiştir. Son tamiri 1966 senesinde tamamlanmış ve minaresi de kesme taş ile kaplanmıştır. İstalâktitli ve şebeke korkuluklu olan bu minare mabedin sağındadır. Bundan evvel, 1892 tarihinde tamir edilmiştir.

Cami üç kısımdan oluşmaktadır. Cümle kapısından esas sahna girilir. Bunun iki yanında birer kubbeli bölümler vardır. Bunlar iki sivri kemerle ayrılmışlardır. Ortadaki asıl ibadet yeri, kare plânlı olup üzeri bir kubbe ile örtülmüştür. Sağır kubbe sekiz yüzlü bir kasnağa oturmaktadır. Kubbe eteği kirpi saçaklıdır. İki yan bölmelerin yükseklikleri orta kısımdan azdır. Soldaki bölmede bir ocak bulunmaktadır.

Mabedin alt pencereleri döşeme hizasındadır. Bu da zeminin doldurulduğunu göstermektedir. Toplam on pencereden ışık alır.

Avluda tek katlı ahşap bir meşrutası vardır. Eskiden avluda bulunan ulu çınar ağacı bugün cadde kenarında kalmıştır.

Kara Nişancı Davut Çelebi, Nişancılığa 1488 tarihinde atanmış ve sonra 908 (1502-3)’te Gelibolu Sancak Beyliği ile kaptan-ı derya olmuştur. Nişancılık görevinde 14 sene kaldığı rivayet edilir. Sonra Kubbe Altı Veziri olan Davut Paşa 911 (1505-6) tarihinde Gebze’de vefat etmiştir.

Kara Nişancı Davut Çelebi ve Kara Davut Çelebi isimleriyle bilinen Davut Paşa’ya, Vezir-i a’zam Büyük Davut Paşa’dan ayırmak maksadıyla, Küçük ve Davut Paşa-yı Sanî adları da verilmiştir. Enderun’dan yetişmiştir.

Paşanın ölümünden sonra tanzim edilen vakfiyesi şu başlığı taşımaktadır:

“Vakfü’l-merhûm Davud Paşa bin Abdulhayyü’şşehir bi-Küçük Davud Paşa”

Vakfiyede, “sahib-i vakfın Rumeli’de ve Anadolu’da vakf karyeleri var imiş anın tafsili ma’lum olmadığı sebebden yazılmadı” denilmektedir.

915 Ramazanının evasıtında (1510 senesi ocak ayı başı) Hacı Hamza bin Kasım adına tanzim edilen bir vakfiyeden, Kara Davut Paşa’nın cami yanında bir imaretinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Osmanlı Arşivi’ndeki bir arza göre, Manastır’da bir bedesten dışındaki dükkânların geliri bu camiin akarı imiş.

Sultan Bayezid’in adı bilinmeyen kızlarından biri ile evlenen Davut Paşa ayrıca saraya damat olmuştur.

Kaynak: Yüzyıllar Boyunca Üsküdar, Sayfa 229

✶ Medya