Amcazade Hüseyin Paşa Külliyesi
Hüseyin Paşa Medresesi Mescidi olarak da bilinir.
- Tür: Külliye, Medrese
- Tema: Restorasyondaki Yapılar
- Kültür: Osmanlı
- Yüzyıl: 17. yy, 18. yy
- Bölge: Türkiye, Marmara Bölgesi, İstanbul, Fatih, İskenderpaşa
- Durum: Restorasyonda
1644–1702 yılları arasında inşa ettirilmiş olan külliye; Dershane-Mescid (Darül-Kurra) on yedi odalı medrese, kütüphane, sübyan mektebi ve sebil bölümlerinden meydana gelmektedir. Üç haziresi bulunan bir külliye olarak karşımıza çıkmaktadır. Banisi Amcazade Hüseyin Paşa’nın kabri de bu hazirelerin birinde bulunmaktadır. Fatih Camii taş minare külahı, Mimar Ayaz’ın mezar taşı, Fatih Camii’nin orijinal taş minare alemleri vs. gibi 1409 adeti bulan pek çok eski eser burada depolanmıştır. Saraçhane başında Horhor Caddesi ile Saraçhane Sokağı köşesinde bulunan yapı, bugün semtin Sofular Mahallesi sınırları içinde kalmaktadır. Eski Saraçhane Semti’nin de merkezinde bulunmaktaydı. 17. yüzyıl sonlarında İbrahim Ağa’nın mimarbaşılığı sırasında inşa edilen külliyenin banisi, Köprülü ailesinden olup Sultan II. Mustafa devrinde veziriazam olarak görev yapmış olan Amcazade lakabı ile de tanınan Hüseyin Paşa’dır. Hadikatü’l Cevami’de belirtildiği üzere bir Külliye olarak teşekkül ettirilmiştir. Medrese, dershane-mescit, kütüphane, sıbyan mektebi, dükkânlar ve sebilden oluşan külliyeye, ileriki tarihlerde Şeyhülislam Mustafa Efendi tarafından Hicri 1152 / Miladi 1739’da bir çeşme ilave edilmiştir.
Ayrıca Hicri 1114 / Miladi 1702 tarihinde vefat eden Amcazade Hüseyin Paşa’nın sebilin güneyine gömülmesinden sonra, aileden olan diğer kişilerin de buraya gömülmeleri ile bir hazire oluşmuştur. Külliye 1718 ve 1782 yangınlarında, 1755 ve 1894 depremlerinde hasar görmüştür. 1755’te banisinin kızı Rahmiye Hanım tarafından, 1940, 1957-1958 ve 1960’ta çeşitli tamirler yaptırılmıştır. 1966 yılında Vakıflar İdaresi tarafından yapılan yeni düzenlemeler ile müze binası haline getirilmiş olan külliye, hizmete açılmasından kısa bir süre sonra kapatılsa da “Türk İnşaat ve Sanat Eserleri Müzesi” olarak değerlendirilmektedir. Kareye yakın bir alanda yerleştirilmiş olan külliyenin doğu cephesi ortasında, basık kemerli giriş kapısı vardır. Kapı üzerinde, üç satır halinde Arapça yazılmış on iki mısralık inşa kitabesi bulunmaktadır. Kapının sağında çeşme ve altta dükkânlar ile üstte sıbyan mektebi, solunda ise ortada sebil, iki yanda hazire yer almaktadır. Girişin karşısında, batı cephe boyunca uzanan, kuzey ve güney yönlerde de kolları olan “U” şeklinde revaklı medrese odaları mevcuttur. Avlunun kuzeyinde, medresenin kuzey koluna bitişik olarak fevkani kütüphane binası yer alır. Avlunun ortasına yakın bir yerde sekizgen şadırvan ile, güneyde üç tarafı revaklı sekizgen dershane-mescid binası bulunmaktadır.
Üç tarafı revaklı sekizgen dershane-mescit binası Darü’lkurra olarak yazılmakla beraber Hadika’da Hüseyin Paşa Medresesi Mescidi olarak kaydedilmiştir Ahmedzâde Hüseyin Paşa Mescidi olarak ta bilinmektedir. Çevresinde medrese, mektep, kütüphane ve sebil binalarından müteşekkil bir külliye içerisinde yer alan camii, bir bahçe şeklinde oluşan çevresi, külliyenin diğer yapıları ile çevrili avluya açılmaktadır. Hadika’da “Mescid-i mezkur, medrese-i mezburun dershanesidir. Minaresi yoktur. Kitabhanesi ve sebili mektebi vardır. Banisi Hüseyin Paşa, Köprülüzade Fazıl Ahmed Paşa’nın amcazadesi olmağla, Amucazade denmekle ma‘rufdur. Sultan Mustafa-yı Sani eyyamında 1112 (1700/1701) tarihinde bu hayratı itmam edüb, mescid kapısında tarih böyle yazılmıştır. Bani-i müşarün-ileyh devr-i Sultan Mustafa Hani’de bu hayratın tamamından iki sene sonra mührden ma‘zülen… Silivri kurbünde çiftliğinde vefat edüb, civar-ı hayratında “türbesine” defn olunmuştur. Afir Abdülbaki Efendi’nin bu tarihi seng-i mezarında mestürdür” diyerek yapı üzerindeki kitabeyi vermektedir.
Sadr-ı a‘zam sahibü’l-hayrat hem-nam Hüseyin
Beş sene oldı vekil-i padişah-ı din-penah
Gördi çün sıdk ü ihlas ile gazaya azmini
Talib-i sulh ü salah oldı adülvvi kine-han
İntikalin güş idüp Arif didi tarihin
Cennet-i firdevsi Hakk ide Hüseyne cay-gah
Kaynak:
İSTANBUL’UN FETHİ SONRASI KURULAN İLK SEMT: “SARAÇHANE”, Süleyman Faruk GÖNCÜOĞLU



✶ İlişkili Yerler





