Sultan I. Mahmud tarafından Ayasofya’ya eklenen yapılardandır. Sekiz mukarnas başlıklı mermer sütun üzerine oturan kemer düzenlemesi bulunan şadırvanda, orta bölüm kubbe ile, kenarlar ise geniş bir saçak ile örtülmektedir. 1740-41 tarihlerinde inşa edilmiştir. Devamı

Yapılış Tarihi: H. 1153 / M. 1740

Kitabesi;
Şehin-şâh-ı zamân Sultân Mahmûd-ı celîlü’ş-şân
Revân mîzab-ı kilkinden uyûn u re’fet ü ihsân

Teşebbüs eyledi dâmen-i şerʽi fahr-i kevneyne
Anı zâtına kıldı sâye-bân-ı maʽdelet-ünvân

Sikender feyz-i re’yinden eğer etseydi istimdâd
Olurdu âb-ı hayvân dergehinde nâgehan cûşân

Meded-res teşnegân-ı tîh-i zulme âb-ı şemşîri
Değil ahdinde beydâ-yı cefâda kimse ser-gerdân

Rükûd-ı âbına dâir şikâyet eylese gevher
Olur sû-yı revân-bahş eyler ise hâzine fermân

Kül-i hâl-i ahâli cû-yı adliyile handândır
Meğer dest-i atâsından zübâb eyleye efgân

Vücûdu ayn-ı rahmet olduğuna iki şâhiddir
Cebîn-i enverinde nûr-ı dîn ü pertev-i îmân

Kerimân-ı zamânın cûd-ı ihsânı muvakkatdir
Bu sultân-ı kerâmet rûz u şeb olmakda sîm-efşân

Rızâ-yı cûy-ı Hakda etdi nakd-i himmetin mebzûl
Bu câ-yı dil-küşâda eyledi îcâd şâdırvân

Ne şâdırvân-ı hemtâ ne zîbâ târîh-i rûh-efzâ
Bunun resmin görünce oldu hep ressâmlar hayrân

Bu su âb-ı hayâtın süt karındaşı mıdır sorsam
Ki şîrîn kâmi-i câvîde mâlik nûş eden atşân

Letâfette müşâbihdir bu âb ü nâb Tesnîme
Bunun sâkisini gönderse Cennetden revâ Rıdvân

Sarîrin gûş edip bak ayn-ı taʽzîm ile bu ayne
Hemîşe olmada tesbîh-gû-yı Hazret-i Yezdân

Gönüllerde leb-i cû seyrine kalmadı hiç hâhiş
Bu mevki oldu nüzhet-gâh-ı ehl-i dâniş ü irfân

Serîr-i saltanatta müstedâm olsun o şehinşâh
Cihânda tâ ki nûş-ı âbdan atşân ola reyyân

Emîn altın suyuyla eyledim târîhini tahrîr
Mahall-i cûdıdır Sultân Mahmûd’un bu şâdırvân

Günümüz Türkçesi ile ;

1Zamanın şahlar şahı, şanı yüce Sultan Mahmut’un kaleminin oluğundan pınarlar, merhametler,
iyilikler akmaktadır.2Yolunun eteği, Hz. Peygamber’e teşebbüs eyleyince onu zatına adalet ünvanlı
gölgelik kıldı.3Eğer İskender, görüşünün feyzinden yardım isteseydi âb-ı hayat, aniden eşiğinden coşup
akardı.4Kılıcının suyu (parlaklığı) zulüm çölünün susamışlarına imdat etmiştir. Onun devrinde cefa
sahrasında hiç kimse şaşırmış değildir.5Cevher, suyunun durgunluğuna dair şikâyet eylese, hazineciye
ferman etse akıp giden su olur.6Halkın bütün hali, onun adalet ırmağıyla sevinçlidir. Belki cömertlik
elinen sinek inler.7Parlak adlındaki din nuru ve iman ışığı, vücudunun rahmet mazharı olduğuna
iki şahittir.8Zamanın Keriman’ının cömertliği geçicidir. Bu keramet sultanı, gündüz gece gümüş
saçmaktadır.9Hak ırmağının rızasında himmet sermayesini harcadı. Bu gönül açıcı yerde şadırvan
yapdırdı.10Ne benzersiz bir şadırvan, ne hoş can veren tarih; bunun şeklini görünce hep ressamlar
hayran kaldı.11Sorsam bu su, ölümsüzlük suyunun sütkardeşi midir? Onu içen yanmışlar, tatlı
sonsuzluk mutluluğuna sahip olurlar.12Tatlılıkta bu saf ve tatlı su cennet ırmağına benzer. Cennetin
bekçisi, cennetten bunun sakisini gönderse yaraşır.13Şırıltısını işitip bu çeşmeye saygı bakışıyla bak;
çünkü Allah’ı tesbih der gibidir.14Gönüllerde ırmak kenarını seyre hiç istek kalmadı. Bu mevki, bilgi
ve marifet ehlinin gezinti yeri oldu.15Dünyada, susamışlar su içip kandıkça o şahlar şahı, saltanat
tahtında daim olsun. Ey Emin, altın suyuyla yazdım tarihini: “Bu şadırvan, Sultan Mahmut’un kerem
mahallidir.”

2. Kitabe

Mihr-i sipihr-i mecd ü şân Sultân Mahmûd-ı zamân
Her kavli her fiʽli hemân nâmı gibi mahmûddur

Cârî zebânından kerem havz-ı atâsı merz-i ham
Mânend-i emvâc-ı yem ihsânı nâ-maʽdûddur

Ayn-ı velâyet menbaʽı şems-i hilâfet matlaʽı
Ahlâkı hakkın mecmaʽı şehinşâh-ı mesʽûddur

Bu âb ü tâb-ı himmeti vü hûb-ı rûy-ı şevketi
Cûş-ı muîn-i fitneti bahşâyiş-i Maʽbûddur

Şemşîr-i adl-i kâimi eyler himâyet nâʽimi
Feyz-i duâ-yı dâimi bostân-ı mülke rûddur

Eyyâm-ı adlinde mihen kılmaktadır terk-i vatan
Hep sûddur fikre gelen şimdi ziyan nâ-bûddur

Ol ârif-i sâhib-sülûk dilden eder nefy-i şükûk
Tavsît-i vefd ile mülûk dergâhına hasûddur

Beytü’l-Hareme hem imâm hem hâdim-i Beytü’l-Harâm
Peygamberin emrine râm bir dâver-i pür-cûddur

İcrâ-yı şerʽe hâhiş-kâr işâr-ı hayra zer-nisâr
Evsâf-ı pâk-i çâr-yâr zâtında hep mevcûddur

Etdi bu mevkîde binâ şâdırvân-ı cân-fezâ
Amma ne hoş hayr-ı becâ ecri bunun mahsûddur

Resm-i bedîʽ-i dil-nişîn tasvîri gitti tâ be Çîn
Çün kasr-ı Firdevs-i berîn kalbe ferah-efzûddur

Sakfı müzehheb bir tabâk âbı nebâta mâ-sadâk
Bu hayr-ı pâke pekçe bak nezd-i Hudâ mevdûddur

Bu sulara server midir Zemzem mi yâ Kevser midir
Muhyîye yâ mazhar mıdır ihyâya mahz-ı sûddur

Cân-ı şeref-mend-i Hasen rûh-ı Hüseyn-i gül-beden
Bu ayn-ı safvet-mâyeden ez-can ü dil hoşnûddur

Ol hüsrev-i âli-nejâd olsun serîr-ârâ-yı dâd
Tâ dehr içinde âb ü zâd ebrâr için mevcûddur

Târîh-i dil-cûsun Emin su gibi takdîr eyledi
Sultân Mahmûd’a bu şâdırvân bu sûda cûddur

Günümüz Türkçesi ile

1Şeref ve şan göğünün güneşi olan zamanın Sultan Mahmud’unun her sözü, her davranışı adı gibi
övülmüştür. Dilinden kerem akar, cömertliğinin havuzu geniştir.2Okyanus dalgaları gibidir, ihsanı
sonsuzdur.3Velayet makamının menbaı, hilafet güneşinin doğuş yeridir.Ahlâkı doğruluğun toplandığı
yedir, bahtiyar şahlar şahıdr.4Himmetinin tazeliği, azamet yüzünün güzelliği, zeyrekliğinin yardımının
coşkunluğu Allah’ın bahşetmesidir.5Dipdiri adaletinin kılıcı, cömertleri himaye eyler.Duasının
feyzi, memleket bostanının ırmağıdır.6Mihnetler, onun âdil devrinde vatanı terk ederler.Şimdi
akla gelen hep kazançtır, ziyan kaybolmuştur.7O istikamet ehli ârif, gönülden şüpheleri yok eder.
Hükümdarlar araya elçiler koymakla haset ederler.8Hem Kâbe’ye iman, hem de onun hizmetkârıdır.
Hz. Peygamber’in emrine boyun eğmiş bir cömert padişahtır.9Dinin hükümlerini uygulamaya istekli,
hayır yapmakta altın saçıcıdır.Dört halifenin temiz vasıflar zatında hep mevcuttur.10Burada can
bahşeden bir şadırvan inşa etdirdi, ne de münasip bir hayır eseridir, bunun karşılığı kıskanılacak
derecededir.11Gönle hoş gelen güzel bir yapı, tasviri ta Çin’e kadar gitti.Yüce Firdevs cennetinin
köşkü gibi kalbe ferahlık verir. 12Tavanı süslemeli bir tabak, suyu bitkilere çok uygundur.Bu temiz
hayır eserine çokça bak, Allah’ın nezdinde sevilmiştir.13Bu, sulara server midir, Zemzem mi yoksa
Kevser midir, Allah’ın Muhyi (hayat bahşeden) ismine mazhar mıdır, hayat vermede kazançtır.Hz.
Hasan’ın şerefli canı, gül bedenli Hz. Hüseyin’in ruhu, bu mayası temiz çeşmeden canı gönülden
hoşnuttur.15Dünyada su ve azık, Allah’ın iyi kulları için var oldukça o yüce yaratılışlı padişah, adalet
tahtının süsü olsun.16Ey Emin, gönül çekici tarihini yazdı:“Burada yaptırılan bu şadırvan, Sultan
Mahmut için bir cömertliktir.”

✶ Medya

✶ İlgili Yerler