Nimelceyş’ten ve İstanbul subaşılarından Çakır Ağa tarafından 15. yüzyılda yaptırılan cami 18. ve 19. yüzyıllarda onarım görmüştü. 1987 yılında yeni baştan yaptırılan caminin mimari bir özelliği kalmamıştır. Çakır Ağa’nın kabrinin bu camide olduğu rivayet edilir.

Minare kaidesine sonradan yerleştirilen kitabe şöyledir:

Zîb-i evreng-i hilâfet Hazret-i Abdülhamîd
Bahr u ber hakanı dünyânın ulu şehinşehi
Eyledi her bir yeri ma’mûr âbâdân hep
Bir mahal yokdur ki olsun lutf-ı şâhîden tehî
İşte Çakır Aga dergâhın harab olmuş iken
Öyle tecdîd itdi kim oldu görenler vâlehi
Yalınız dergâhı hem de? muttasıl câmi’ dahi
Sâye-i şâhânede ta’mîr olunmuşdur zihî
Etdi ol câmi’ husûsunda bir sa’y-ı belîg
Mîr Cânib gibi sâdık çâker-i kâr? âgehi
Şâh-ı âlem var ola pîr-i cihânın aşkına
Tâ ki efl âkin semâ’ etdikçe hurşîd ü mehi
Söyledi Sa’dî kulu tecdîdine târîh-i tâm
Kıldı Han Abdülhamîd ihyâ güzel bu dergâhı

✶ Medya