867-875 (1462-1470) yılları arasında yapılan Fâtih Külliyesi’nin hamamı olarak bu manzumenin güneyinde inşa edilmiştir. Fâtih vakfiyesinde, “Havâyic-i halk için hamamlar bina edip cümlesini mesâlih-i hayrât-ı şerîfeleri için vakıf buyurdular” cümlesinden sonra adları verilen hamamlardan, “biri dahi müceddeden bina buyurdukları câmi-i şerîfleri kurbünde vâki hamamdır” kaydı ile kastedilen Çukur Hamam’dır. Sultan Bayezid su yolu haritasından anlaşıldığına göre, Karadeniz Başkurşunlu Medresesi’nin kuzeyinde ve 100 m. kadar aşağısında bulunuyordu. En ufak izi kalmayacak surette yıktırılmış olduğundan yerini daha açık şekilde belirlemek mümkün olmamıştır. Hamamın, Geç Roma çağından kalma üstü açık bir su haznesinin içinde yapıldığından bu adı aldığı kabul edilir. Hatta bu su haznesinin Modestus Sarnıcı (Cisterna Modestiaca) olabileceği de iddia edilmiştir. Eski bir su haznesinin içinde olmasa da çukur bir yerde bulunduğu anlaşılan ve İstanbul’un en büyük hamamlarından biri olan Çukur Hamam, Evliya Çelebi’ye göre Irgatlar, Azebler, Vefa ve Eyüp hamamlarından sonra yapılmıştır. Fâtih Külliyesi’nin bir parçası olduğuna göre, Bizans’tan alınan şehre geniş çapta Türk damgasını vuran ilk büyük külliyenin tamamlandığı 1470 tarihi civarında bitmiş olması gerekir. 

1544-1547 yıllarında İstanbul’da bulunan ve şehrin topografyasına dair çok önemli Latince bir eser yazan Fransız Albili Pierre Gilles (Gyllius; ö. 1555), yalnız erkekler bölümünü gördüğü anlaşılan bu çifte hamama dair önemli bilgiler vermiştir. Evliya Çelebi, “gayet musanna‘ ve rûşen” olduğuna işaret ettiği bu hamamın diğerlerinden daha büyük, 110 kurnalı ve yalnız camekânının 5000 kişi aldığını yazar. Bunun arkasından, “Nısfı bölünüp keçecilere tahsis olunmuştur” cümlesiyle, hamamın XVII. yüzyılın ilk yarısı içinde artık bütünüyle kullanılmayıp keçe imalâthanesi veya depo vazifesi gördüğünü belirtir. 

Çukur Hamam, İstanbul’da çok tahribat yapan ve Fâtih Camii’nin yıkılmasına yol açan 12 Zilhicce 1179 (22 Mayıs 1766) zelzelesinde büyük ölçüde zarar görmüş ve tahminlere göre bir daha tamir edilmemiştir. 

Çukur Hamam geçen yüzyılın ortalarında, İstanbul’da olduğu günlerde Fransız mimar ve araştırmacısı Charles Texier tarafından araştırılmış ve 1864’te basılan Bizans mimarisine dair kitabında planı ve kesitiyle yayımlanmıştır. Fâtih devrinin ve İstanbul’un Türk dönemi tarihinin bu başta gelen eserinin mimarisi hakkındaki en değerli belge, Texier’nin bu belki de bazı hususlarda hatalı çizimleridir. Daha o tarihlerde Texier, kapıları örülmüş ve terkedilmiş durumda olan bu hamamın yerini uzun araştırma ve soruşturmalara rağmen bir türlü tesbit edememiş, ancak iki sene sonra bir tesadüf sonunda bulabilmiştir.

Kaynak: Çukur Hamam – Semavi Eyice

Not: Konum, Ayverdi haritasından, Çukur Hamam Sokağı baz alınarak yaklaşık olarak belirtilmiştir.

✶ Medya

✶ İlgili Yerler