Fatma Hanım Sultan Türbesi
- Tür: Türbe
- Kültür: Osmanlı
- Yüzyıl: 17. yy
- Bölge: Türkiye, Marmara Bölgesi, İstanbul, Üsküdar, Aziz Mahmut Hüdayi
- Durum: Erişilebilir
Bu muhteşem açık türbe, Hüdâyî Aziz Mahmud Efendi Camii’nin sağ tarafında ve kesme taş bir kaide üzerindedir.
Devrinin güzel bir örneği olan türbe, kare plânlı ve sekiz poligonal mermer sütunludur. Sütun başlıkları baklavalıdır. Sütunların arası güzel desenli pirinç şebekedir. Şebekelerin üzerinde sütunlara bindirilmiş mermer ayna taşları vardır. Bu taşların üzerinde ve köşelere yakın yerde kabartma rozetler bulunmaktadır. Buraya bir de güneş saati yerleştirilmiştir. Türbenin üzeri demir kafestir. Hiç bir yerinde kitâbesi yoktur. Mezarlık tarafına açılan kapısı yine pirinçtendir. 1894 zelzelesinde türbenin taşları yerinden oynamış ve bu yüzden sütun başları hizasında demir bir kuşak geçirilmiştir.
Türbenin sağ tarafında, İzzi Efendi’nin küçük açık türbesi ile Sadrazam Rusçuklu Hasan Paşa’nın kabri vardır.
Türbede, Kaya Sultan’ın 1140 (1727-28) tarihinde vefat eden kızı Fatma Sultan medfundur.
Fatma Hanım Sultan’ın annesi Kaya Sultan, IV. Murat’ın kızıdır. 1632’de dünyaya gelmiş ve henüz 14 yaşının içinde iken 1646’da Melek Ahmet Paşa ile evlendirilmiştir. İlk çocuğu Afife Hanım Sultan’ı 1649’da dünyaya getirmiştir. 1064 (1653-54) tarihinde küçük yaşta vefat eden Afife Hanım Sultan, Şehzadebaşı Camii hazîresine gömülmüştür.
Kocası ile çok mesut bir hayat süren Kaya Sultan, fazla heyecandan 1655 tarihinde Üsküdar’da Paşalimanı mevkiindeki muhteşem sarayında 7 aylık çocuğunu düşürmüş ve bu düşük çocuk Mihrimah Sultan Camii avlusundaki türbeye gömülmüştür.
15 Şubat 1659 tarihinde Eyüp’teki yalısında Fatma Hanım Sultan’ı doğururken, son kalması neticesinde, cahil ebelerin elinde feci surette can vermiş ve Eyüp’ten kayık ile getirilen cenazesi “Ayasofya türbelerinden, kilisenin eski vaftizhanesi olan ve sonradan cami yağhanesi halinde kullanılan kubbeli binaya, Sultan I. Mustafa (öl. 1639) ve Sultan İbrahim’in (1640-1648) yanına gömülmüştür. Yanında, Üsküdar’da bir sarayı bulunan Bayram Paşa’nın eşi Hanzâde Sultan’ın sandukası vardır.
Fatma Hanım Sultan, 68 yaşında olduğu halde, annesinden intikal eden sarayında vefat ederek bu türbeye gömülmüştür. Sicill-i Osmânî’de ve diğer kaynaklarda adı yazılı değildir. Hayatı hakkında da bir bilgimiz yoktur.
Kaya Sultan’ın 1657-1661 tarihlerinde vefat ettiği ileri sürülmüştür ki, yanlıştır.
Evliya Çelebi eserinde, Melek Ahmet Paşa’nın Kaya Sultan’ın vefatından 20 gün sonra Padişah tarafından Bosna Eyaleti’yle İstanbul’dan uzaklaştırıldığını ve bir hafta Topçular’daki sarayında oturduktan ve gereken hazırlıkları yaptıktan sonra 20 Cemaziyelâhir 1069 (15 Mart 1659)’da hareket ettiklerini yazmaktadır.
Melek Ahmet Paşa, Kaya Sultan’dan sonra, dört kocadan dul kalan I. Ahmet’in kızı Fatma Sultan ile evlenmiştir. Çelebi, daha sonra, “1072 senesi Şaban ayının ikinci haftası (4 Ni san 1662) cumaertesi günü büyük alay ile İstanbul’a geldik… Ramazanın onuncu günü (30 Nisan 1662) zifaf düğünü oldu. Zifaf gecesi bütün Ahmet Paşalılar Fatma Sultan’ın Eyüb Ensarî kapısındaki Sarayı’nda sabaha kadar can sohbetleri ettik” demektedir.
Melek Ahmet Paşa, 1662 senesinin sonlarında vefat etmiş ve vasiyeti gereğince, Eyüp’te Şah Sultan Camii karşısında velinimeti Keçi Mehmet Efendi Hazretleri’nin ayak ucuna gömülmüştür. Vefatı sırasında oğlu İbrahim ile o sırada 4 yaşında olan Fatma Hanım Sultan’a onarbin altın lira verilmesini istemiştir. Ayasofya Camii’nde kılınan namazdan sonra “Bahçe İskelesi’nde tabutu kayığa konarak Eyüp kapısından Fatma Sultan Yalısı’nın önünden geçirip, Ebâ Eyüb civarında, Kaya Sultan Yalısı yakınında üstadı Keçi Mehmet Efendi’nin ayak ucuna gömüldü.” Çelebi’nin bildirdiğine göre, Melek Ahmet Paşa’nın Fındıklı, Beşiktaş, Ortaköy, Üsküdar ve Eyüp’te yalıları vardır.
İ. Parmaksızoğlu’nun günümüz türkçesine kazandırdığı Nusretname adlı eserde, Moralı Damat Hasan Paşa’nın 17 Kasım 1703’te sadıazam olmasını anlatırken; “Hasan Paşa, o gün eşi Hatice Sultan’la birlikte Bâb-ı Hümâyun karşısında Kaya Sultan’ın kızı Fatma Sultan’ın evinde misafir bulunuyordu” diyerek Fatma Sultan’ın, Ayasofya Camii kıblesi yönünde bir evi bulunduğunu işaret etmiştir. Ayrıca, Manastır Şehri ile Kesriye Kalesi, Fatma Sultan’ın hasları idi.
Arşiv vesakalarında, zengin bir evkafa malik olan Fatma Hanım Sultan evkafından bazı cihetlerin tevcih edildiğine şahit oluyoruz:
11103 Nolu ve 23 N. 1209 (13 Mart 1795) tarihli bir ‘Takrir’de “Esma (ismi) han Kaya Sultan kızı Fatma Hanım Sultan Türbesi vakfından” Hüdâyî Mahmud Efendi Camii’ne bir cihetin tevcih edildiğini görmekteyiz.
14714 Nolu ve 1218 (1803) tarihli bir arşiv vesikasında da “Üsküdar’da İsmihan Sultan kızı Fatma Hanım Sultan Türbesi vakfından meşrut vezife ile Hüdâyî Âsitânesi’nde, cüzhan cihetinin tevcihi” istendiği yazılıdır.
1207 (1792) tarihli bir ‘İnha’da (Atama), Fat ma Sultan Türbesi’nde Hace Ayşe Sultan vakfından meşrut vazife ile türbedarlık cihetinin tevcihi yapılmıştır.
Fatma Hanım Sultan’ın, tavuskuşu kuyruklu şâhidesi üzerindeki kitâbesi şudur:
Yine bir ma’bedin cûd u keremi hayfâ kim
Eyledi dest-i ecel hâk-ı siyâh ecre nihân
Eylemiş idi anın zâtını Hallâk-ı ezel
Gül-i gülzâr-ı kerem sâhibu’l-hayr ü hasen
Ya’ni kim gevher derya-yı âfâk ü ismet
Kaya Sultan Kızı Fâtıma Hanım Sultân
Bir idi dîde-i ikbâline seng ü…….
Cevher itmişdi ibâdetle vücûdin Yezdân
Ola Firdevs-i berin içre enîsi Zehra
İde Cennet’de Hüdâ kasrı lâl-i mercân
Rıhletin gûş idicek Feyzî didi târîhin
Azm-i celved-i beka eyledi Hanım sultan
1140 (1727)
* Kaynak: Yüzyıllar Boyunca Üsküdar, Sayfa 548