Çeşme, Şeyh Zafiri Türbesi ve Kütüphanesi’nin de bulunduğu Ertuğrul Tekke Camii Külliyesi içinde, İstanbul ili, Beşiktaş İlçesi, Cihannüma Mahallesi, Ayrancı Sokak 14 kapı numaralı olarak, tapuda 51 pafta, 265 ada, 4 parsele kayıtlı bulunmaktadır.

1887-88 yıllarında Şâzeliyye şeyhi Muhammed Zâfir Efendi için II. Abdülhamid tarafından yaptırılan Ertuğrul Tekkesi ana yapısı bugün cami olarak kullanılırken, türbe , kütüphane ve çeşmeden oluşan yapılar manzumesi saray mimarı Raimondo D’Aronco’ya 1903 yılında sipariş edilmiştir (DİA-Şeyh Zafir Maddesi, c39, S79)

Çeşme, D’Aronco’nun eserlerinin hakim karakteri olan Art Nouveau üslubunun en önemli örneklerinden olan Türbe manzumesinin bir parçasıdır. Çeşmede geometrik formların hakim olduğu görülmektedir. Klasik Art Nouveau’dan bu yönüyle ayrışmaktadır. İki yüzündeki tuğra madalyonlarında bitkisel süslemeler bulunmaktaysa da, bunlar tuğrayı vurgulamak için konulmuştur.

Çeşme kademelenerek (5 kademede) yükselir. Üstü düz olmakla birlikte iki yanda soğan formunda stilize alemlerle sonlanır.

Çeşme, Şeyh Zafir Külliyesi’ni oluşturan türbe ve kitaplıkla beraber, İtalyan Mimar Raimondo Tommaso D’Aronco tarafından 1903-1904 tarihleri arasında inşa edilmiştir.  Çeşme, türbe ve kitaplık üçlüsü, Art Nouveau üslubunu yansıtmaktadır.  Yapıların banisi Sultan II. Abdülhamid’tir.

Ertuğrul Tekkesi ise bir tekke-cami yapısı olarak 1887 tarihinde inşa edilmiştir, eklektik cephe özellikleri göstermekle beraber yapının mimarı bilinmemektedir.

Tekke, Sultan II. Abdülhamid  tarafından Şazeli tarikatı ileri gelenlerinden, tarikatın Medeni kolunun kurucusu Şeyh Hamza Zafir Efendi adına tesis edilmiştir;   türbe, kitaplık ve çeşme üçlüsü, kendisinin 1903 senesinde vefatından sonra, adına inşa ettirilmiştir.

Afife Batur’un 1968 basımı kitabındaki fotoğraf çekildiği tarihlerde Barbaros caddesi yüzünden yol yükseltilmiş ancak basamaklarla inilen bir kısım çeşmeya erişim için bırakılmıştır. Sonraki yıllarda çeşme kurnasının kırılmasıyla bu inişe de gerek olmadığı düşünülüp, çeşme yol hizasına kadar gömülmüştür.

Gövdesi, yaklaşık 145×60 cm boyutlarında, dikdörtgen formludur. Camii bahçesi dış sınırında bir yüzü sokak tarafına diğer yüzü bahçe içine bakacak şekilde serbest nizamda durmaktadır. İki yüzünde de çeşme aynaları bulunur.

Gövde yükseldikçe daralır ve kademelenmelerle de bu daralma iyice belirginleşir. Gövde, düz bir satıhla son bulur. Bu satıhın iki kenarında dairesel disk şeklinde iki mermer parça kubbe alemlerini andıracak şekilde konulmuştur.

Yapının 4 cephesi de açıktır. Yan cepheleri 60 cm genişliğinde ve bezemesiz olduğu ve demir parmaklıklarla bölündüğünden, yapı,  Sokak ve Cami cephelerinden ibaret iki yüzlü bir çeşme olarak algılanmaktadır.

Yapının sokak cephesinin, sokak kotunun yükselmesiyle yaklaşık 1.5 metre gömüldüğü gerek D’Aranco’nun çizimlerinde, gerekse ulaşılan eski fotoğraflarda görülmektedir. Şu andaki musluğun da özgün halinden daha yukarıda konumlandırıldığı görülmektedir.

Cephe 3 bölümde incelenebilir. Alt kısımdaki kaide kısmında yan taraflar düzi çeşe aynası mermer profillerle işlenmiş haldedir. Ayna kısmının alt tarafında özgün mermerin yerinde olmadığı görülmektedir.

Orta kısımda ayna üstü kemerle örtülüdür. Kemere paralel iki sıra geometril oyna motif sırasıyla kemer vurgulanmıştır.

Sokak Cephesinin üst kısmındaysa  mermer profille oluşturulmuş bir çerçeve ve tuğra bulunur. Geometrik motiflerle süslenmiş bu çerçeve içi boş şekilde bulunur. Bu çerçevenin üstünde ise Abdülhamit’in tuğrası sağda altta zeytin ve solda başka bir bitkisel motifle çevrelenerek vurgulanır. Abdülhamit tuğrası büyük ihtimalle insan müdahalesi sonucu önemli derecede form kaybına uğramıştır.

Çeşmenin en üstündeyse soğan başlıklar stilize alemleri andırarak yükselir.

Beşiktaş çeşmeler wordpress

Art-nouveau ile Osmanlı doğu sanatını birlikte sentezleyen özgün bir yapıdır.

✶ Medya

✶ İlgili Yerler