Tamir Tarihi: H. 1132 / M. 1719-1720

Damad İbrahim Paşa tarafından yaptırılmıştır. Yanındaki sebil ile birlikte, Sadrazam Nevşehirli Damad İbrahim Paşa’nın yaptırdığı sayısız hayır eserlerinden biridir. Çeşme klasik üslupta mermerden yapılmıştır. Geniş saçağının kenarı dantel biçiminde süslenmiştir. Saçağın altından dairesel süslemeli bir korniş geçer. Köşeleri pahlanmıştır ve birer ince burmalı sütun yerleştirilmiştir. Cephe dikdörtgen silmelerle çerçevelenmiştir.

Çeşmenin tanıklık ettiği bir de kanlı bir olayı vardır. Patrona Halil ve beraberindekiler lale devri eserlerinin israf olduğunu halk sefalet içindeyken ulemanın zevkü sefa içinde bulunduğunu söylerek isyan edip halkı galeyana getirdiler. İsyan önü alınamaz şekilde büyüyünce dönemin padişahı Sultan 3. Ahmed isyancılara aracı göndererek ne istediklerini sordurur. İsyancıların isteği başta Damat İbrahim Paşa olmak üzere 37 kişinin kellelerinin kesilmesini istediği belirtildi. Sultan duruma el koymak için Sancak-i Şerif’in açılmasını ve müslümanların bu sancak altına çağrılmasını emretti. Bu emire uyan çok az sayıda kişi Patrona Halil’in devriyeleri tarafından hemen dağıtıldılar. Zülali Hasan Efendi, Sadrazam İbrahim Paşa’nın idam edilmesini önerdi. Ulemanın fetvası da alınarak akşama doğru Sadrazam İbrahim Paşa ve damatları Mustafa Paşa ve Mehmed Paşa Kapılararası’nda boğduruldular. 1 Ekim sabahı, cesetleri öküz arabalarına konulup Saray’dan çıkartılıp isyancılara verildi. Ayaklanmacılar cesetleri İstanbul sokaklarında sürükleyip herkese gösterdiler. Damat İbrahim Paşanın cesedi ise parçalanarak kendi yaptırdığı çeşme olan Ortaçeşme’de isyancılar tarafından halka sergilenmiştir.

Kitabesi;
Cenâb-ı zıll-ı Hak Sultân Ahmed Hân Gâzî kim
Odur şimdi serîr-i saltanatta hüsrev-i yektâ

O hâkan-ı kerîmü’ş-şânın ecdâd-ı izâmından
Azîmü’l-menkıbe Sultân Süleymân Hân-ı adl-ârâ

Guzât-ı dîni reyyân-ı zülâl-i lutf edip gerçi
Binâ kılmıştı bunda çeşme-sâr-ı bî-bedel ammâ

Velîkin zîb ü zîverden olup ârî vü âzâde
Nazarda sâde-rû bir hûb-ı sengîn-dil idi gûyâ

Süleymân-ı zamânın âsâf u dâmâd-ı zî-şânı
Vezîr-i aʽzam İbrâhîm Paşa-yı kerem-pîrâ

Görünce fırka-i Bektâşiyânın cümle ebvâbın
Müzeyyen olduğun envâʽ-ı ârâyişle ser-tâ-pâ

Rıza göstermeyip tâb-ı kerem-muʽtâd-ı pür-cûdu
Hemân tecdîd ü taʽmîrine emrin eyledi icrâ

Zer ü sîmin akıttı su yerine fî-sebîlillâh
Zülâl-i birr ü ihsânıyla kıldı âlemi irvâ

İlâhî rahmeti efzûn olup Sultân Süleymân’ın
Ola şevketle Sultan Ahmed-i adl ü serîr-ârâ

Şehinşâh-ı cihân ile vezîr-i aʽzamı yâ Rab
Mukîm et burc-ı devlette hemîşe mihr ü mâh-âsâ

İki târîh edip küncîde bir beyt-i dil-âvîze
Bu üslûp üzre kilk-i tabʽ-ı pâkim eyledi imlâ

Eden ihyâ yeniden çeşmesin Sultân Süleymân’ın
Müeyyed âsaf İbrahim Paşa’dır için sıhhâ

✶ Medya